GÜNDEM
Tekfen'den haberler
“Tarım izlenebilir ve sürdürülebilir olmalı!”
Tekfen Tarım Genel Müdürü Emrah İnce, Bloomberg HT’nin 28 Mayıs’ta YouTube’da düzenlediği “Covid 19 Sonrası Ekonomi ve İş Dünyası Nasıl Şekillenecek?” adlı webinara katıldı. Emrah İnce, dijital konferansın “Yeni Tarım” başlıklı oturumunda, tarımda arzu edilen hedeflere ulaşılabilmesi ve ihracat olanaklarının artması için atılması gereken adımları anlattı.
Bloomberg HT'nin düzenlediği ve alanında uzman isimleri bir araya getiren dijital konferansta, Covid-19 sonrası ekonomi ve iş dünyasının nasıl şekilleneceği ele alındı. Çeşitli başlıklar altında gerçekleştirilen konferansta, dünyayı etkisi altına alan Covid-19 krizi sonrası küresel ve yerel ekonomik görünüm, alanında önde gelen isimlerle değerlendirildi. Konferansın “Yeni Tarım” oturumunda İrfan Donat, Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği Başkanı Sencer Solakoğlu ile Tekfen Tarım Genel Müdürü Emrah İnce'yi konuk etti.
Covid-19 pandemisinin tarımın staretjik öneminin daha iyi anlaşılmasına vesile olduğunu söyleyen Emrah İnce, tarımsal üretimin doğası gereği planlama ve risk yönetiminin çok doğru yapılmasını gerektiren bir alan olduğunu belirtti. Emrah İnce, Covid-19’un neden olduğu üretim zorluklarının yanı sıra Mayıs ayında yaşanan aşırı iklim dalgalanmalarının da tarımsal üretimi olumsuz etkilediğini belirtti. İnce, pandemi nedeniyle çok yıllık bitkilerde oluşabilecek hasat probleminin ise alınan önlemler sayesinde giderildiğini söyledi.
Türkiye’nin coğrafi konumu itibarıyla tarımsal ürün ihracatında önemli bir avantaja sahip olmasına rağmen, bunun ihracat hedeflerine ulaşabilmek için tek başına yeterli olmadığını belirten İnce, özellikle Covid-19 pandemisi ile birlikte tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik kavramlarının daha da öne çıktığını söyledi. Tüketici davranışlarının son yıllarda büyük bir evrime uğradığını ve tüketicinin artık satın alacağı gıdanın kaynağını ve nasıl üretildiğini bilmek istediğini söyleyen Emrah İnce, tarımsal ürün ihracatında rekabetçi olabilmek için “izlenebilir” ve “sürdürülebilir” olmanın artık bir gereklilik olduğuna dikkat çekti.
Emrah İnce ayrıca tarımda gelişen teknolojilere adapte olabilmek için genç kuşakların tarıma özendirilmesi gerektiğini, tarımda bir girişimci ekosisteminin yaratılmasının ve tarımsal Ar-Ge’nin payının yükseltilmesinin de bir zorunluluk olduğunu belirtti.
1915 Çanakkale Köprüsü’nde önemli bir aşama başarıyla tamamlandı
1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu’nda çalışmalar hızla ilerlerken, köprünün son kule blokları da yerleştirilerek ayakları tamamlandı. Bittiğinde dünyanın en uzun orta açıklıklı asma köprüsü unvanını kazanacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü ile Malkara-Çanakkale Otoyolu’nun müşavirlik hizmetleri, toplam 165 kişilik bir kontrollük ekibiyle görev yapan Tekfen Mühendislik tarafından veriliyor.
Yaklaşım viyadükleriyle beraber toplam uzunluğu 4608 metreye ulaşan ve 2023 metre orta açıklığı ile dünyanın en uzun orta açıklıklı asma köprüsü, 334 metrelik tepe noktası yüksekliği ile de dünyanın en yüksek kuleli asma köprüsü unvanına sahip olmaya hazırlanan 1915 Çanakkale Köprüsü, dünyanın sayılı ve en prestijli inşaat projelerinden biri. Köprü, otoyollarla birlikte toplam 3 milyar euroluk değeriyle aynı zamanda Avrupa’nın en büyük kamu yatırımları arasında ilk sırada yer alıyor. Feribotla 1,5 saat süren Çanakkale Boğazı geçişini 6 dakikaya indirecek olan köprü, Avrupa ile Türkiye’nin batı ve güney bölgeleri arasında doğrudan bağlantı sağlayarak ulaşıma büyük kolaylık getirecek.
İnşasına 2017 yılında başlanan 1915 Çanakkale Köprüsü’nün 2022 yılında tamamlanması hedefleniyor. Geçtiğimiz günlerde köprünün son kule bloklarının yerleştirilmesi ve ayakların tamamlanmasıyla önemli bir aşama geride kaldı. Mühendisliğin sınırlarını zorlayan projenin, Malkara-Çanakkale Otoyolu ile birlikte müşavirlik hizmetleri ise 165 kişilik bir ekiple Tekfen Mühendislik tarafından veriliyor. Tekfen mühendislerinin proje hakkında hazırladığı film, köprünün kule inşaatlarının tamamlanması vesilesiyle düzenlenen törene video konferans yoluyla katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da gösterildi.
Boğaziçi Lectures Feyyaz Berker Series’in yeni konuğu Robert Sapolsky
2013 yılından bu yana dünya çapında düşünür ve bilim insanlarını Boğaziçi Üniversitesi’nde bir araya getiren ve bu yıl Tekfen Vakfı’nın desteğiyle Feyyaz Berker’in anısını yaşatmak amacıyla “Boğaziçi Lectures Feyyaz Berker Series” adını alan Boğaziçi Lectures seminerleri bu kez Stanford Üniversitesi’nden Prof. Robert Sapolsky’yi konuk ediyor. Dünyanın önde gelen nörobiyoloji araştırmacılarından Sapolsky, "En İyi ve En Kötü Halimizle İnsan Biyolojisi" başlıklı konuşmasını 20 Mayıs saat 18:00’de Zoom ve YouTube üzerinden gerçekleştirecek.
Güncel toplumsal ve bilimsel konularda paylaşım ve tartışma ortamının gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla dünya çapında düşünür ve bilim insanlarını misafir eden Boğaziçi Lectures Feyyaz Berker Series, 20 Mayıs Çarşamba günü Stanford Üniversitesi Biyoloji, Nöroloji ve Beyin Cerrahisi Profesörü ve Kenya Ulusal Müzeleri Primat Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Robert Sapolsky’yi konuk ediyor.
“Dünya üzerinde hem en yıkıcı ve şiddet yanlısı hem de en anlayışlı ve fedakâr tür olan insan davranışlarının doğası nasıl açıklanabilir? Biz sadece başka bir primat mıyız? Sadece nöronlardan oluşan bir koleksiyon muyuz?” gibi soruların yanıtını bulmak için uzun yıllardır hem saha biyologu kimliğiyle Doğu Afrika’da babunlarla çalışan hem de bir sinirbilimci olarak laboratuvarda araştırmalarını sürdüren Robert Sapolsky, insan davranışını anlamlandırmanın beyinde bir saniye önce gerçekleşen reaksiyonlardan milyonlarca yıl önce evrimle gerçekleşen olaylara kadar çok katmanlı bir süreci sorgulamaktan geçtiğini iddia ediyor. “Tetiği çekmek bazen dehşet vericiyken bazen kahramanlık ve fedakârlıktır” ifadeleriyle davranışlarımızın paradoksal yönünü özetleyen Sapolsky’nin çalışmaları, bugüne kadar nöroloji ve biyolojik antropoloji alanında kendisine çok sayıda ödül getirdi.
Şizofreni, depresyon, saldırganlık, stres ve stresle ilgili hastalıklar gibi konularda dünyanın her tarafında konferanslar veren Sapolsky’nin çok sayıda kitabı bulunuyor. Türkçeye çevrilmiş tek kitabı olan “Zebralar Neden Ülser Olmaz?’’ da geçtiğimiz yıllarda okurlarla buluşmuş ve ilgiyle karşılanmıştı.
Robert Sapolsky’nin Boğaziçi Lectures Feyyaz Berker Series kapsamında gerçekleştireceği konuşma 20 Mayıs saat 18.00’de online yayımlanacak ve Zoom platformu üzerinden simultane tercüme edilecek. "En İyi ve En Kötü Halimizle İnsan Biyolojisi" başlıklı konuşmayı, Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Tekcan modere edecek.
“Açık Ders” seminerleri de online ortamda devam ediyor
Boğaziçi Lectures’ın yanı sıra BU+ kapsamında “Powered by Tekfen” mottosuyla Tekfen Holding tarafından desteklenen “Açık Ders” seminer dizisi de, Koronavirüs önlemleri nedeniyle online ortamda devam ediyor. Bilimsel merak, özgür düşünce ve yaratıcı fikirleri toplum genelinde yaygınlaştırma hedefiyle Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerini farklı konularda geniş kesimlerle buluşturan seminer dizisinde 3 Mayıs Pazar günü Doç. Dr. Mine Göl Güven “Kriz Zamanlarında Oyun: Ebeveynler için Öneriler”; 16 Mayıs Cumartesi günü ise Prof. Dr. Nesrin Özören “Aşı Teknolojisinin Gelişimi - Yeni Virüslerin Evrimleşmesi ve Yayılması” başlıklı birer sunum yaptılar.
Açık Dersler 23 Mayıs Cumartesi günü Prof. Dr. Raşit Bilgin’in “COVID-19'un Sebebi Yarasalar mı?”; 30 Mayıs Cumartesi günü Doç. Dr. Volkan Yılmaz’ın “Dünyada ve Türkiye’de Sağlık Politikaları: Salgından Ne Öğreniyoruz?” ve 6 Haziran Cumartesi günü “Tehdit Altında İnsan Zihni: Salgının Bize Düşündürttükleri" başlıklı online seminerleri ile devam edecek.
BU+ programlarını https://buplus.boun.edu.tr/ adresinden takip edebilirsiniz.
İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası kutlandı
Tekfen Holding Sağlık, Emniyet, Çevre ve Kalite Koordinatörü Zafer Demirci ile Tekfen İnşaat SEÇ Direktörü Mustafa Aslan, 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası nedeniyle birer mesaj yayınladı.
Tekfen İnşaat'tan yeni bir kazasızlık başarısı
Covid-19’un getirdiği tüm zorluklara rağmen, Tekfen İnşaat kazasızlık alanında önemli başarılara imza atmaya devam ediyor. Katar'daki Al-Khor Expressway projesinde işgünü kayıplı kaza olmaksızın 15 milyon çalışma saati tamamlandı.
Katar'da yapımına devam edilen Al Khor Expressway Projesi'nde sona yaklaşılırken 15 milyon çalışma saatlik bir kazasızlık başarısına ulaşıldı. Tekfen İnşaat’ın Katar’da gerçekleştirdiği otoyol projelerine 2016 yılında eklenen Al Khor Expressway Projesi, 34 km uzunluğunda 5 gidiş ve 5 geliş olmak üzere toplam 10 şeritli otoyol ile 10 adet çokkatlı kavşağın inşasını kapsıyor. Büyük bölümü hizmete giren otoyol, 2022 FIFA Dünya Kupası’nın düzenleneceği stadyumları birbirine bağlamakta önemli bir rol üstelenecek.
Bu önemli başarıya ulaşılmasında katkısı olan tüm proje ekibini tebrik ediyor, sağlıklı ve kazasız çalışmalarının devamını diliyoruz.
Meyve Alım Dijital Dönüşüm Projesi (MAD) devrede
Alanar Meyve’nin meyve alım sürecini dijitalleştirmek için 2019 yılında başlattığı Meyve Alım Dijital Dönüşüm Projesi (MAD) tamamlandı. Sektörde ilk kez uygulanan proje ile satın alma işlemleri daha hızlı gerçekleştirilirken, ürünün izlenebilirliği ve kalite kontrolü sağlanacak.
Tekfen Tarım altında faaliyet gösteren Alanar Meyve, kendi bahçelerinden hasat ettiği meyvelerin yanı sıra Türkiye'nin dört bir yanındaki diğer meyve üreticilerinden de meyve satın alımı yapıyor. Alanar Meyve, bugüne kadar geleneksel yöntemlerle yürütülen bu süreci Meyve Alım Dijital Dönüşüm Projesi (MAD) ile tamamen dijitalleştirdi. Bahçeden numune alımından ürünün alım noktalarında eksperler tarafından kabulüne kadar tüm sürecin canlı olarak izlenebildiği proje sayesinde ürünün izlenebilirliği artırılacak ve tüm alım süreci kontrollü bir şekilde gerçekleştirilebilecek. Sektörde bir ilk olan projenin Alanar Meyve’nin rekabet gücüne önemli katkı sağlaması bekleniyor.
Tekfen, Türkiye İklim ve Su Liderleri arasında
Tekfen Holding, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve doğal kaynakları korumak amacıyla iş dünyasının işleyişini değiştirmeyi hedefleyen CDP (Carbon Disclosure Project) İklim Değişikliği ve Su Güvenliği Programlarında ayrı ayrı “A(-)” bandında derecelendirilerek, Türkiye İklim ve Su Liderleri arasındaki yerini aldı.
Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayımlanan Küresel Risk 2020 Raporu’nda ilk kez gelecek on yılda beklenen küresel risklerin ilk beşini çevresel riskler oluşturuyor. Rapora göre aşırı hava olayları; iklim değişikliğiyle mücadele ve uyumdaki başarısızlık; doğal afetler; biyolojik çeşitlilik kaybı ve ekosistem tahribatı ile insan kaynaklı çevresel zarar ve afetler, önümüzdeki on yıllık süreçte gerçekleşme olasılığı en yüksek beş küresel riski oluşturuyor. Bu kötümser senaryoda, başta kamu ve özel kuruluşlar olmak üzere herkese önemli sorumluluklar düşüyor.
Sadece bugüne değil, yarınlara da sürdürülebilir bir dünya bırakmak için çalışmalarını sürdüren Tekfen Holding, ilk kez 2010 yılında İklim Değişikliği ile ilgili verilerini kendi bünyesinde izlemeye, ölçmeye ve analiz etmeye başladı. Sonraki adımda ise, 2017 yılından bu yana CDP İklim Değişikliği Programı’na, 2018 yılından bu yana da CDP Su Güvenliği Programı’na şeffaflıkla resmi raporlama yapan Tekfen Holding, dünyanın en güçlü yeşil Sivil Toplum Kuruluşu olarak tanınan CDP (Carbon Disclosure Project) İklim Değişikliği Programı ve Su Programı’nda bu yıl derecesini “A(-)” bandına yükselterek Türkiye’nin İklim ve Su Liderleri arasında yer almayı başardı. CDP’nin puanlama kılavuzuna göre yapılan derecelendirmede A ve A(-) bandında yer alan şirketlerin “Liderlik” seviyesinde olduğu kabul ediliyor. Su Programı’nda geçtiğimiz yıl “B” bandında yer alan 5 Türk şirketinden sadece Tekfen “A(-)” bandına çıkma başarısını gösterdi.
İtalyan kemancı Anna Tifu, ilk kez Tekfen Filarmoni ile Türkiye’de
Tekfen Filarmoni, 2020 yılının ilk turnesinde genç neslin önde gelen kemancılarından ve pek çok uluslararası ödülün sahibi İtalyan sanatçı Anna Tifu’yu ağırladı. Şef Aziz Shokhakimov yönetimindeki konserler sırasıyla 25, 26 ve 27 Şubat tarihlerinde Bursa, Eskişehir ve Ankara’da gerçekleşti.
Aziz Shokhakimov yönetimindeki Tekfen Filarmoni, 2020’nin ilk konser turnesini genç ve yetenekli kemancı Anna Tifu ile gerçekleştirdi. Bükreş'teki 2007 George Enescu Yarışması birinciliği başta olmak üzere pek çok keman yarışmasında ödül kazanmış olan İtalyan kemancıya orkestra, Ernest Chausson’un Poème ve Maurice Ravel’in Tzigane eserlerinde eşlik etti.
İtalyan sanatçının kemanı, epey maceralı bir geçmişi olan “Maréchal Berthier” kod adlı, 1716 yılı bir Antonio Stradivari. Bu değerli keman, müzisyene “Associazione Canale of Milan” tarafından tahsis edilmiş. Tekfen Filarmoni'nin konser programında senfonik eser olarak da Emmanuel Chabrier’nin España adlı orkestra rapsodisi ile Johannes Brahms’ın Do minör 1. Senfonisi yer aldı.
Tekfen Filarmoni’nin turne kapsamındaki konserleri 25 Şubat’ta Bursa Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde; 26 Şubat’ta Eskişehir Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi’nde; 27 Şubat’ta ise Ankara Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu’nda seyircilerle buluştu. Turnenin 28 Şubat’ta İstanbul’da Lütfi Kırdar’da yapılması planlanan son temsili ise, bir gün önce Suriye’de Türk askerlerine yönelik elim bombalı saldırı nedeniyle iptal edildi. Orkestranın seyircisiz salonda icra ettiği eserlerin video kayıtları dijital mecralarda yayınlayacak.
“Anadolu’nun Kuşları” kitapçılarda!
Tekfen Vakfı, “Anadolu’nun Çiçekleri” kitabının ardından, kuruluşunun 20. yıldönümü vesilesiyle serinin ikinci kitabı olan “Anadolu’nun Kuşları”nı da yayımladı. Ödüllü doğa fotoğrafçısı ve belgesel yapımcısı Fatih Orbay’ın çektiği binlerce kare arasından seçilen rengârenk fotoğraflarla hazırlanan 432 sayfalık kitap, Anadolu’nun zengin biyoçeşitliliğinin kayıt altına alınarak faunamızın korunmasına da katkı sağlayacak.
2019 yılında 20’nci yılını kutlayan Tekfen Vakfı, eğitim, kültür ve çevre odağında bugüne kadar gerçekleştirdiği sayısız projeye bir yenisini daha ekledi. Anadolu’nun zengin flora ve faunasını kayıt altına almak amacıyla daha önce bu topraklarda yetişen yüzlerce çiçeği “Anadolu’nun Çiçekleri” kitabında toplayan Tekfen Vakfı, şimdi de aynı amaçla “Anadolu’nun Kuşları” adlı 432 sayfalık yeni kitabını yayımladı.
Ödüllü doğa fotoğrafçısı ve belgesel yapımcısı Fatih Orbay’ın yıllar içinde çektiği binlerce kare arasından seçilen birbirinden renkli fotoğraflarla hazırlanan kitapta, Anadolu’nun semalarında kanat çırpan 310 kuş türüne ait 373 fotoğraf yer alıyor. Kitabın 21 Şubat tarihinde yapılan basın lansmanında konuşan Fatih Orbay, Türkiye’nin kuş çeşitliliği açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olduğuna, ancak bu gerçeğin fazla bilinmediğine dikkat çekti. 40 yıldır Anadolu’yu karış karış dolaşarak fotoğraf ve belgeseller çektiğini söyleyen Orbay, ekosistemlerdeki bozulmaya bağlı olarak geçmişe oranla kuş çeşitliliğinde ve nüfusunda belirgin bir azalma olduğunu belirtti.
Dünyaca kabul edilen Clements Listesi sıralamasına göre hazırlanan ve “doğaya ithaf edilen bir miras” olarak tanımlanan kitap, Anadolu kuşlarının ve yaşam alanlarının gelecek nesillere aktarılmasına katkı sağlamayı hedefliyor. Kitap, Türkçe ve İngilizce olarak Türkiye’de ve yurt dışında seçkin kitabevlerinde ve online olarak satışa sunuldu. Tekfenliler, normal satış fiyatı 450 TL olan “Anadolu’nun Kuşları”nı indirimli olarak 250 TL’den satın alabiliyorlar.
“Alanar PUMA” köy köy gezerek sürdürülebilir tarımı anlatacak
Alanar Meyve, pestisit kullanımına karşı üreticileri bilinçlendirmek amacıyla Alanar PUMA uygulamasını devreye soktu. Meyve üreticilerine ve çiftçilere sürdürülebilir tarım konusunda farkındalık kazandırmayı amaçlayan program sayesinde bilinçsiz pestisit kullanımının önüne geçilmesi hedefleniyor.
Türkiye’nin en büyük meyve üretici ve ihracatçılarından biri olan Alanar Meyve, tarımsal ürünlerin kalitesini doğrudan etkileyen ve dünyada gıda güvenliğindeki en önemli kriterlerinden biri kabul edilen bilinçsiz pestisit kullanımının önüne geçme hedefiyle “Pestisit Uygulamalarına Müdahele Aracı” (Alanar PUMA) projesini hayata geçirdi. Alanar Meyve, proje ile özellikle kiraz, nar, incir, kayısı ve benzeri yaş meyve üretilen bölgelere giderek, mobil eğitim yoluyla çiftçileri sürdürülebilir tarım konusunda bilinçlendirmeyi ve pestisit kullanımının olumsuz etkilerini göstermeyi hedefliyor.
Mobil bir laboratuvar ve eğitim merkezi haline getirilen Alanar PUMA aracı, konusunda uzman kişilerle Türkiye’de köy köy gezerek üreticinin ihtiyaçlarına göre bilgilendirme yapacak. Dr. Salih Çalı yönetimindeki projeye Tekfen Tarım bünyesindeki 73 ziraat mühendisi de tam destek veriyor. Berlin’de gerçekleştirilen Fruit Logistica Fuarı’nda ilk kez görücüye çıkan proje ile gerek iç piyasaya sunulan gerekse ihraç edilen meyvelerde olası pestisit kalıntısı sorunlarının önüne geçilmesi ve ihracat potansiyelinin artırılması amaçlanıyor.
Tekfenliyiz, kültür sanat severiz!
Tekfenlileri şirket dışında da buluşturan kültür-sanat etkinlikleri, Ocak-Mart aylarında “Bir Zamanlar Toroslar’da: Sagalassos” ve “Marina Abramović” sergileriyle devam etti.
Yeni yılın ilk kültür-sanat gezisi, 29 Ocak günü “Bir Zamanlar Toroslar’da: Sagalassos” sergisi ziyaretiyle başladı. Yapı Kredi Kültür Sanat’ın Beyoğlu’nda bulunan binasında açılan sergi, Türkiye’de son yıllarda hazırlanan en kapsamlı arkeoloji projesi olarak toprak figürinlerden heykellere, taş aletlerden süs eşyalarına, Sagalassos ve Pisidia Bölgesi’nin farklı dönemlerine ışık tutan 368 esere ev sahipliği yapıyor. Tekfenliler aynı zamanda bu ilginç sergide, Sagalassos kazılarında gün ışığına çıkarılan Romalı bir erkek ile Bizanslı bir kadının kafatasından yüz rekonstrüksiyonu (yeniden yüzlendirme) tekniğiyle üretilmiş, gerçeğe oldukça yakın büstleri de görme olanağı buldular.
Serginin 3D Sanal Sergi Turu için:
Çok rağbet gören ve bu nedenle iki ayrı gezi düzenlenen Marina Abramović sergisi ise 31 Ocak’ta Sakıp Sabancı Müzesi’nde açıldı. Performans sanatının öncülerinden Marina Abramović’in Türkiye’deki ilk büyük ölçekli retrospektifini içeren sergi, sanatçının eserlerinin yanı sıra performanslarının video ve fotoğraf dokümantasyonundan oluşuyor. Sergi kapsamında ayrıca, açık çağrıyla projeye davet edilen sanatçıların canlı performansları ve Abramović’in halka yönelik olarak gerçekleştirdiği egzersizler doğrultusunda, ziyaretçilerin bizzat katılımıyla hayat bulan bölümler de sıra dışı bir deneyim yaşatıyor.
NOT: Her iki sergi de koronavirüs önlemleri kapsamında 17 Mart’tan bu yana kapalı bulunmaktadır.
Sensiz olmaz!
Tekfen Vakfı’nın 15’inci geleneksel bursiyer buluşması 7 Şubat’ta Tekfen Tower’da gerçekleşti. Bursiyerlerin hem Tekfen’i hem de birbirlerini daha yakından tanımasını amaçlayan buluşmaya, Grup Şirketleri İnsan Kaynaklarının yanı sıra gençlere yararlı olabileceğini düşünen her düzeyde çalışanlar da katıldı.
Tekfen Vakfı bursundan yararlanan öğrencileri bir araya getiren geleneksel Bursiyer Buluşmaları’nın 15’incisi, bir kez daha kalabalık bir katılımla 7 Şubat’ta gerçekleştirildi. Bursiyerlerin Tekfen ile bağlarını güçlendirmeyi ve merak ettikleri konuları Tekfen yöneticileriyle bire bir sormalarını sağlayan buluşma her sene olduğu gibi tanışma kokteyli ile başladı. Ardından Grup şirketlerini temsilen Sıla Çatalsakal ve Gizem Tan (Tekfen İnşaat), Hande Çiçekler (Tekfen Holding), Sevinç Sevinç (Toros Tarım) ve Ayşe Deniz Öztürk (Tekfen Tarım), çalışan profili ve şirketlerin faaliyetleri hakkında bilgi veren kısa sunumlar yaptılar.
Gençlere farklı bakış açıları kazandırmak amacıyla etkinliğin artık vazgeçilmesi haline gelen sürpriz konuk bölümünün bu kez misafiri, davranış bilimleri araştırmacısı, senarist, oyuncu ve yazar Mehmet Auf idi. Mehmet Auf, kendi hayat hikâyesi üzerinden gençlere yolluk mahiyetinde faydalı ipuçları verdi.
DEİK'te iki usta, bir başkan
Tekfen’in kurucu ortaklarından Ali Nihat Gökyiğit ile merhum Feyyaz Berker’e, DEİK’in 33. Olağan Genel Kurul toplantısı kapsamında törenle Ustalara Saygı Ödülleri verildi. Tekfen Tarım Genel Müdürü Emrah İnce ise DEİK’in Türkiye-Danimarka İş Konseyi Başkanlığına seçildi.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) 33. Olağan Genel Kurulu 25 Ocak tarihinde gerçekleştirildi. Toplantı kapsamında ilk kez, DEİK’in temellerini atan “Ticari Diplomasi”nin ustalarını onurlandırmak amacıyla Ustalara Saygı Ödülleri verildi. DEİK’in 10 yıl süreyle İcra Kurulu Başkanlığını ve ilk Türkiye-ABD İş Konseyi Başkanlığı yapan merhum Feyyaz Berker ile DEİK'in şeref üyesi ve yaşayan en kıdemli üyesi, aynı zamanda 10 yıl süreyle DEİK bünyesinde Türk-BDT İş Konseyleri Başkanlığı ve Karadeniz İş Konseyi'nde Türkiye Temsilciliği görevlerini ifa etmiş olan Ali Nihat Gökyiğit, bu kapsamda ödüle layık görüldüler. Ali Nihat Gökyiğit’e ödülü Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve DEİK Başkanı Nail Olpak tarafından verilirken, Feyyaz Berker’in ödülünü Tekfen Holding Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ercan Kumcu aldı.
Bugüne kadar DEİK bünyesindeki iş konseylerinde aktif görev alan birçok Tekfenliye bir isim daha eklendi. 11 Ocak tarihinde düzenlenen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu İş Konseyleri Seçimli Genel Kurulu’nda, Tekfen Tarım Genel Müdürü Emrah İnce iki yıllık dönem için Türkiye-Danimarka İş Konseyi Başkanlığına seçildi. Kendisini kutluyor ve bu görevinde başarılar diliyoruz.
Tekfen doğalgaz boru hattıyla yeniden Rusya'da
Tekfen İnşaat, Rusya'da yerleşik iştiraki Rusfen ile birlikte, Batı Sibirya'daki Yamalo-Nenets Özerk Bölgesi’nde 90 kilometre uzunluğunda bir doğalgaz boru hattının inşası ve montaj işleri için Kharampurneftegaz LLC firmasıyla sözleşme imzaladı.
Ural Federal Bölgesi'nde bulunan ve Rosneft ile BP'nin ortak şirketi Kharampurneftegaz tarafından işletilen Kharampur Gaz Sahası ile Gazprom Ana Boru hattını birbirine bağlayacak olan Gaz Nakil Boru Hattı’nın ilk 90 kilometrelik kısmını Tekfen inşa edecek. Sözleşme bedeli yaklaşık 311 milyon ABD doları olan 48 inch çapındaki boru hattı projesinin 16 ayda tamamlanması hedefleniyor.
Zorlu coğrafi ve arktik iklim şartlarına sahip olan Yamalo-Nenets Özerk Bölgesi'nde, Rusya'nın doğalgaz üretiminin yaklaşık yüzde 90'ı, petrol üretiminin ise yüzde 14'ü gerçekleşiyor. Yeni proje ile ilgili değerlendirmede bulunan Tekfen İnşaat Genel Müdürü Mustafa Kopuz, uzun yıllar sonra yeniden Rusya’dan bir proje almanın heyecanını yaşadıklarını belirtti:
"Tekfen İnşaat olarak, bugüne değin kavurucu çöllerden karlı dağlara kadar oldukça farklı ve birbirinden zorlu coğrafyalarda 6 bin kilometreden fazla boru hattı inşa ettik. Şimdi bu yetkinliğimizi, uzun aradan sonra ilk kez proje aldığımız Rusya'da kullanmak bize heyecan veriyor. Bu projeyi başarıyla tamamlamamızın, enerji kaynağı olarak Rusya'nın kalbi sayılan bu bölgede, yeni kurulan Rusfen şirketimize ve dolayısıyla Tekfen'e yeni iş imkânları sağlayacağını umuyorum.”
Tekfen Vakfı 20 yaşında
Tekfen Vakfı, 20. kuruluş yıldönümünü Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Kütüphanesi'nde basın mensupları ve paydaşları ile birlikte kutladı. Kutlamada konuşan Tekfen Vakfı Başkan Yardımcısı Reha Yolalan, Tekfen Vakfı’nın 1999 yılından bu yana, kurucu ortaklarından aldığı feyz ile “daha iyi bugünler ve sürdürülebilir yarınlar” için canla başla çalışmaya devam ettiğini söyledi.
Tekfen’in kurucularından gelen insan, toplumsal fayda ve çevre odaklı yaklaşımını eğitim, kültür ve sanat başta olmak üzere çeşitli sosyal projelere dönüştüren Tekfen Vakfı, 20’nci yılını geçtiğimiz 27 Aralık’ta Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen samimi bir buluşmada kutladı. Yaptığı konuşmada nadide bir mekânda bir araya gelmekten mutluluk duyduklarını ifade eden Tekfen Vakfı Başkan Yardımcısı Reha Yolalan, Tekfen’in kurucu ortaklarından merhum Feyyaz Berker ile Nihat Gökyiğit’in bu duvarlar arasında yetişmiş olması nedeniyle, Tekfen ile Boğaziçi Üniversitesi arasında tarihsel bir bağ bulunduğunu belirtti. Reha Yolalan, bu bağın 2019 itibarıyla iki kurum arasında hayata geçirilen iş birliği ile daha da güçlendiğini söyledi.
Yolalan, vakfın başlıca faaliyetinin, ülkenin en önemli ihtiyacı, derdi, eksiği ve yegâne çıkış yolu olan eğitim olduğunu vurgulayarak, "Burs programımız aracılığı ve ağaç yaşken eğilir inancıyla, 20 yıldır genç beyinlerin gelişimine destek veriyoruz. Yılda 550 başarılı ve maddi desteğe ihtiyaç duyan öğrenciye, öğrenimleri boyunca burs sağlıyoruz. Bugüne değin mezun ettiğimiz gençlerin sayısı 3 binli rakamlara ulaştı. Tekfen bursiyerleri, iş hayatlarına da daha donanımlı başlamaları için Tekfenli ağabey ve ablalarından mentorluk alıyor, Tekfen Grup Şirketleri’nde staj yapıyorlar," şeklinde konuştu.
Tekfen Vakfı’nın ülkeye yararlı olmaya gayret ettiği ikinci önemli alanın kültür ve sanat olduğunu söyleyen Yolalan, vakfın 1992 yılından bu yana yaşattığı Tekfen Filarmoni’nin günümüzde ülkenin sayılı özel sanat kurumlarından biri haline geldiğini söyledi. Yolalan, “memlekete yararlı olma” gayretinin gelecek dönemde daha da artarak devam edeceğini belirtti. Kutlama, Tekfen Filarmoni solistlerinden flüt sanatçısı Aslıhan And ile fagot sanatçısı Mert Kutluğ’un mini dinletisiyle sona erdi.