Şimdi bahar
zamanı...
Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'nde her yıl geleneksel olarak düzenlenen Ertuğrul Fırkateyni Şehitleri Anma Günü bu sene Koronavirüs salgını nedeniyle gerçekleştirilemedi. Japon Sakura Vakfı tarafından bahçeye hediye edilen 527 kiraz fidanının tüm ihtişamıyla bir cennete çevirdiği bahçe, on yıldır ilk kez bu güzelliği ziyaretçileriyle buluşturamadı.
Bu seferlik, sakuraların güzelliğini uzaktan seyretmekle yetinmek zorundayız. Ama sizler, bahçenizdeki ya da evinizdeki çiçeklerinizin fotoğraflarını bizlerle paylaşarak, baharın güzelliğini hep birlikte yaşamamıza yardımcı olabilirsiniz.
Fotoğraflarınızı bekliyoruz!
kurumsal.iletisim@tekfen.com.tr
Sizden Gelenler
Müge Özgenel
TEKFEN MÜHENDİSLİK
Aytaç Batıbay
TOROS TARIM
Mustafa Kızıl
TEKFEN MÜHENDİSLİK
(Katar North Road projesi aile kampı)
Sena Tanışlı
TEKFEN MÜHENDİSLİK
Gürbüz Alp Kireç
TEKFEN HOLDİNG
Öznur Öztan
TEKFEN İNŞAAT
Yasin Baydur
TEKFEN İNŞAAT
Dori Kiss Kalafat
TEKFEN HOLDİNG
İsmail Yiğit
TOROS TARIM
Jale Duygan
TEKFEN HOLDİNG
Alper Şener
TEKFEN TARIM - ALANAR MEYVE
Tanju Yunt
TEKFEN TURİZM
Neslihan Ortatepe
TOROS TARIM
Mahmut N. Dolunay
TOROS TARIM
Alper Tunga
TEKFEN İNŞAAT
“Herkesin kendi bahçesini ekmesi gerek!”
Voltaire
Bitkilerle aranıza
mesafe koymayın!
Nihan Sevinç Muşdal
Peyzaj Yüksek Mimarı - Orman Mühendisi
Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi İstanbul Bitkileri Koleksiyonu Sorumlusu
Hepimiz zor zamanlar yaşıyoruz, bahar geldi ama evlerimizdeyiz. Karantinadan dolayı parklara veya bahçelere gidemiyor, çimlerin üzerinde oturup baharın o mis kokusunu içimize çekemiyoruz. Beton binalar arasında adeta yeşile özlem duyuyoruz. Peki, bu özlemi gidermenin yolları var mı? Tabi ki var, kendi bahçenizi yaratmanız aslında çok kolay. Aslında bu, günümüzün sorunu olmasının yanında geleceğimizin de sorunu gibi. Maalesef şehirde yaşamanın getirdiği bir zorluk, ama bunu yıkmak ve kendimize nefes alacak ortamlar yaratmak bizim elimizde. Yeşile aslında o kadar da uzak olmayabiliriz, sadece ona ulaşmanın yolunu bulmak için biraz çabalamamız gerekli.
Eskiden her evin muhakkak bir bahçesi veya balkonu olurdu, ama kentsel dönüşümle beraber mimari dokular da değişti. Evimizde bazen bir balkon bile bulunmuyor. Bu sebeple şanslı olanlar balkonlarında, o kadar şanslı olmayanlar ise evlerinin çeşitli odalarında bitki yetiştirmeye çalışıyorlar. Özellikle bazı araştırmacılar, yaşadığımız bu zor karantina günlerinde bitkilerle ilgilenmenin ve hatta resimlerine bakmanın bile inanılmaz huzur verici etkileri olduğundan bahsediyorlar. O zaman bir şekilde canımızın sıkıldığı bugünlerde, hem bize hem de evimize rahat bir nefes aldıracak bitkilere neden uzak olalım ki! Fransız yazar Voltaire’in, “Herkesin kendi bahçesini ekmesi gerek” sözleri şimdi gerçeğe dönüşebilir. Bence, tam zamanı!
Peki, evimizde bir bahçe kurmak kolay mı, dikkat edilmesi gereken püf noktaları neler?
Evinizin içinde yeşilin her tonuna sahip bir tropik alan veya kurak bir çöl ortamı yaratmak tamamen sizin elinizde. Tabii ki size uygun olan bitki türünü seçmeli ve isteklerine dikkat etmelisiniz. Mekânınızın ışık, sıcaklık, rüzgâr ve su özelliklerini bilmeniz gerekir. Diyelim ki daha önce hiç bitki sahibi olmadınız, olsa da nasıl bakacağınızı bilmiyorsunuz. O zaman ilk seçeceğiniz bitkiler bakımı kolay, sulamayı unutsanız bile yaşantısını devam ettirebilen kaktüsler ve sukulent bitkilerden olabilir. Ya da çiçek açmayan, daha çok yaprakları ile ön plana çıkan iç mekân bitkilerini kullanabilirsiniz.
İç mekân bitkilerini yetiştirmek isteyenlerin öncelikle şu soruya yanıt aramasında yarar vardır: Bitki seçiminde ne gibi özellikler göz önüne alınmalı ve hangi bitkiler tercih edilmeli?
Her şeyden önce bitki seçimi bilinçli olarak yapılmalı ve bitkilerin yapısal özellikleri mutlaka göz önüne alınmalıdır. Bir iç mekân bitkisinin dış ortamda yetiştirilmesi halinde yaşanabilecek olumsuzluklar, bir dış mekân bitkisinin iç ortamda yetiştirilmesi halinde de yaşanabilir. Benzer şekilde, yüksek nem isteyen bir bitkinin kuru ortamda yetiştirilme çabası başarılı sonuç vermez.
Bol ışık veya az ışık isteyen bir bitkiyi aksi ortamda yetiştirmekte ısrar ederseniz belki onu mutlak ölüme mahkûm etmiş olmazsınız, ama sağlıksız gelişen ve zayıf düşen bitkinin verimsiz olmasına, çiçeklenmemesine yol açabilirsiniz. Örneğin, dışarıda güneşi seven bir bitkinin bile içeride cam arkasında kaldığında, ışınlar büyüteç etkisi yapacağından, yapraklarında kavrulma olabilir. Bu nedenle bitkilerin genelde cam kenarına değil de, gün ışığı alan yerlere konulmasında yarar vardır. Bu bir sorun teşkil ettiğinde bitki bunu yapraklarında sararma ve yanık izleri ile veya halsiz görüntüsüyle belli eder. O zaman bitkilerinizin yerini değiştirebilir ve sorunun üstesinden bu şekilde gelebilirsiniz.
Bitkileri yaşam isteklerine göre listeleyip seçtikten sonra dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise seçilen bitkinin kök durumudur. Genelde bitkilerin önce çiçek ve yaprak kısımlarına bakılsa da, ilk bakılması gereken kısmın ana yaşam döngüsünü sağlayan kökler olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca aldığınız bitkinin üzerine açan çiçek sayısının değil, tomurcuklu açmamış çiçek sayısının daha fazla olması da önemlidir. Amaç, o bitkinin sizin evinizde çiçek açmasını sağlamaktır.
Bitkilerde dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da boyutudur.
Aldığınız çok büyük boyutlu bir bitkinin daha büyük bir saksı ve daha geniş yer gibi istekleri olmasının yanı sıra, böyle bitkiler aynı zamanda pahalıdır da. Olası ölüm durumunda bu sizi daha çok üzebilir. Bunun yanı sıra aynı bitkinin daha küçük yaştaki bir bireyini aldığınızda ev şartlarına adapte olma şansı daha yüksektir, daha kolay taşınır, daha küçük saksı ister ve ayrıca daha ucuzdur.
Evin farklı yerlerinde bitkileri saksıda yetiştirmek size bazı avantajlar da sağlayabilir. Bakımları daha kolay olur, ayrıca seçilen saksı malzemesine göre size taşıma kolaylığı da sağlar. Ama burada yine dikkat edilmesi gereken bir nokta karşımıza çıkar. Saksılar genellikle iki çeşittir, plastik ve seramik. Plastik saksıların taşınması daha kolaydır ama ömürleri kısadır, sıcaktan ve güneşten çabuk etkilenirler. Seramik saksılar ise estetiktir ama ağırdır, ayrıca altlarında suyun drenajını sağlayan delikler de azdır. Bu da dikkat edilmesi gereken diğer önemli bir ayrıntıdır. Ama tamamen sizin isteğinize bağlı bir kriterdir.
Bitkilerinizi ve saksılarınızı seçtikten sonra dikkat etmeniz gereken diğer bir husus, topraktır. Besin yönünden zengin, içinde sadece torf olmayan saksı topraklarını kullanabilirsiniz. Torf besin yönünden fakirdir. Su tutma özelliği vardır, ama bir defa tamamen su kaybettikleri zaman su tutma özelliklerini de tümüyle kaybederler. Bu nedenle torf, saksı toprağında sadece bir karışım malzemesi olarak yerini almalıdır.
Sıra bitkileri alana yerleştirmeye geldiğinde ise kendinize bir stil yaratmalı ve bitkileri grup şeklinde alana yerleştirmelisiniz. Geniş bir saksıya bile 3 veya 5 bitkiyi yerleştirip bir uyum yakalayabilirsiniz. Yukka veya devetabanı gibi bitkileri tek başına kullanarak vurgulayıcı bir etki yaratabilirsiniz. Ama bitkileri yerleştirirken oranlara dikkat edin. Çok küçük boylu bir bitkinin yanına, çok büyük bir bitki yerine daha orta seviyede bir bitki yerleştirin.
Bu kriterlere dikkat ederek, evinizde bir bahçe yaratmanız kesinlikle mümkün. Hastalık sebebi ile insanlarla aramıza koyduğumuz sosyal mesafeyi, bitkilerle aranıza koymayın. Dünyanızı yeşillendirin, güzelleştirin, gittiğiniz ve taşındığınız her yeri çiçeklendirin. Unutmayın, onlar da birer canlı!