Kadın Çiftçi Kredisi projesine
“Sürdürülebilir İş Ödülü”
Tekfen Vakfı, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) ile Toros Tarım’ın 2021 ilkbaharında hayata geçirdiği “Kadın Çiftçi Kredisi” projesi, Sürdürülebilir İş Ödülleri 2022’nin “İş Birliği STK-Kurum” kategorisinde tek finalist olarak ödüle layık görüldü. Proje, bugüne kadar sağladığı 1,6 milyon TL kredi ile 155 kadın çiftçiye destek oldu. Ege ve Akdeniz Bölgelerindeki dar gelirli kadın çiftçilere verilen destek, kadınların geliriyle beraber özgüvenlerinde artış sağlarken, atıl toprakların sürdürülebilir tarım teknikleriyle işlenerek tarıma kazandırılmasının da önünü açtı.
Tarım sektöründe kadın girişimcilerin iş sahibi olabilmesini teşvik etmek amacıyla Tekfen Vakfı, TİSVA ve Toros Tarım’ın güç birliğiyle Nisan 2021 tarihinde başlatılan “Kadın Çiftçi Kredisi” projesi bugüne kadar 1.591.375 TL’lik kredi tahsisiyle ile 155 kadının hayatına bereket kattı. Tarımda çalışmak isteyip kendi girişimini kuracak maddi imkânı olmayan kadın çiftçilere 5 bin TL’den 15 bin TL’ye kadar verilen esnek yapılı kredi desteği sayesinde kadınlar kendi ayakları üzerinde güvenle durarak topraklarını işleme imkânına kavuştu. 15 girişimci kadının ilk kez bir tarım faaliyetinde bulunmasına olanak sağlayan projenin birinci yılında yapılan etki analizinin sonucuna göre, her 1 TL’lik yatırım 6,47 TL değerinde sosyal fayda yarattı.
Sürdürülebilir İş Ödülleri 2022’nin "İş Birliği STK-Kurum" kategorisinde tek finalist olarak ödüle layık görülen projeyle bugüne kadar sağlanan kazanımlar hakkında bilgi veren Tekfen Vakfı Genel Müdürü Dori Kiss Kalafat, Kadın Çiftçi Kredisi’ni ilk etapta Ege Bölgesi’nde hayata geçirdiklerini, ancak yoğun talep nedeniyle projenin daha ilk yılında Batı Akdeniz’e de uzandıklarını söyledi.
Kalafat, “Kadınlar bugün tarımın, kırsal kalkınmanın ve gıda güvenliğinin yeni dünya düzenindeki değişim ve dönüşümünde kilit bir role sahip. Ziraat Mühendisleri Odası’na göre, Türkiye’de toplam 4 milyon 930 bin kişi tarımda istihdam ediliyor ve bu nüfusun yüzde 40’ı kadın. Ancak kadınların ücreti erkeklere oranla daha az olduğu gibi, yaptıkları iş de daha niteliksiz. Oysa güçlü kadın, güçlü toplum demek. İşte Tekfen Vakfı olarak bu anlayışla yola çıkarak, 2021 yılında kadının tarımdaki yerini güçlendirmek amacıyla fikir sahibi, finansörü ve genel yöneticisi olduğumuz Kadın Çiftçi Kredisi projesini TİSVA ve Toros Tarım iş birliğinde hayata geçirdik. Pilot bölge olarak seçtiğimiz Ege Bölgesi’nde Manisa, Aydın, Nazilli, İzmir, Denizli ve Soma’da 80 kadınımıza kredi desteği sağladık. Sonrasında Antalya’ya genişleyerek bugüne kadar, tarımda çalışma isteği olup kendi girişimini kuracak maddi imkânı olmayan toplam 155 kadına, kendi küçük tarım işletmelerini başlatmak için toplam 1 milyon 591 bin 375 TL’lik kredi desteği sağladık,” dedi.
“Kadın Çiftçi Kredisi’ne yapılan her 1 TL’lik yatırım
6,47 TL değerinde sosyal fayda yarattı.”
Projeye yapılan her 1 TL’lik yatırımın 6,47 TL değerinde sosyal fayda yarattığını vurgulayan Kalafat, “Yaptığımız araştırmada, Kadın Çiftçi Kredisi’nden faydalanan kadın çiftçilerimizin işini büyütme ve özgüven artışı konusunda kayda değer değişim yaşadığını gördük. Bu değişimin iki temel kaynağı var. Birincisi, bağımsız olarak, tek başlarına çiftçilik yaparak kazanç sağlamaları. İkincisi ise gelir artışı sağlayıp işlerini büyüterek başarılı olabileceklerini fark etmeleri. Ancak bunun tek nedeni kısa vadeli fayda sağlayan kredi, yani maddi destek değil, çok daha kalıcı bir fayda yaratan ‘eğitim’. Toros Tarım’ın ziraat mühendisleri tarafından verilen sürdürülebilir tarım tekniklerini odağına alan temel tarım ile sağlıklı ve güvenli çalışma eğitimleri, tarla ya da bahçelerinde yapılan denetimler ve yerinde uygulamalı eğitimler, kadınların değerini vurgulayan destekler. Bu danışmanlık sonucunda 33 farklı üründe doğru tarım ve ürün yetiştirme uygulamaları ile daha kaliteli ürün ve verim artışı elde edildi. Bu sayede kadınlar daha fazla miktarda ya da çeşitte ürün üretti, atıl duran topraklarını tarıma kazandırdı. Paydaşlarımızın bir kısmı yeni ürün ekerek, bir kısmı daha büyük alanda ekim yaparak, bir kısmı da çiftçiliğin yanı sıra hayvancılığa başlayarak işlerini ortalama yüzde 40 büyüttü,” bilgilerini paylaştı.
Fon miktarı 1,8 milyon TL’ye çıkarıldı
Elde edilen verilerle kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerin daha net bir şekilde belirlendiğini vurgulayan Dori Kiss Kalafat, projeyi geliştirmek amacıyla öncelikle projeye ayrılan fonun 875 bin TL’den 1 milyon 875 bin TL’ye çıkarıldığını açıkladı. İki vakıf ve bir özel kurum ortaklığında başlattıkları projeyi yeni finansörlerle geliştirmeyi planladıklarını kaydeden Kalafat, sözlerine şöyle devam etti:
“TİSVA ve Toros Tarım ile birlikte hayata geçirdiğimiz proje daha ilk yılında kendini kanıtladı. Bunun için bir yandan Vakfımızda bu projeye ayırdığımız fonu iki katına çıkarıyoruz, bir yandan da kadın çiftçilere destek olmak isteyen tüm kurum ve kuruluşlara açık davet sunuyoruz. Günümüz dünyasında iş ve güç birlikleri daha sürdürülebilir bir gelecek için çok büyük önem taşıyor. Bu nedenle oluşturduğumuz sinerjinin yeni katılımlarla daha da güçlenmesi en büyük arzumuz. Fon miktarını daha da artırarak kredi kullanan kadınların devamlılığını sağlamanın yanı sıra destekten faydalanan kadınların sayısını mevcut bölgelerde artırmak da hedeflerimiz arasında. Bunu yaparken daha fazla kadınımızın çiftçiliğe başlamasını da teşvik etmek istiyoruz. Sağladığımız kredi desteği elbette mevcut bölgelerle sınırlı kalmayacak.”
“Proje, toplumsal yatırım programlarına desteğimizi artırarak devam ettirme konusunda bize güç veriyor.”
Toros Tarım Kurumsal Sürdürülebilirlik, Risk ve Yönetişim Direktörü Burcu Türkeş ise sahadaki uygulamalarda kadınların konuya dahil ve hâkim olma konusunda ne kadar istekli olduğuna bilfiil şahit olduklarını ifade etti. Türkeş, “Bu istek ve ihtiyaç bize tarımda eğitimli, bilinçli kadın çiftçi nüfusunun artması ve kadının ekonomiye kazandırılması adına etkili ve uzun vadeli dönüşüm sağlayan, iş birlikleri ve ortaklıklardan güç alan toplumsal yatırım programlarına desteğimizi artırarak devam ettirme konusunda güç veriyor. Orta vadede projeyi daha fazla bölgeye yaymak ve Anadolu’nun zengin biyoçeşitliliği içerisinde, sanayi üretimi yapılmayan ancak son derece leziz, yerel sebze ve meyve türlerinin ekimi konusunda paralel bir proje geliştirmek bir diğer amacımız. Uzun vadede ise kadınlarımızın gelir modelini güçlendirebilmek, ürünlerinin doğallığını ve lezzetini güvence altına alabilmelerini de sağlamak kaydıyla tüm süreci ‘Çiftlikten Sofralara’ iş modeli ile yönetebilmelerini sağlamak da bize heyecan veren hayallerimiz arasında,” dedi.
Ödenen her kredi yeni bir girişimciye kaynak oluyor
Kadının çalışma hayatına aktif katılımını odağına alan bu uzun soluklu proje ile daha verimli, kapsayıcı, dayanıklı ve sürdürülebilir tarım-gıda sistemlerine dönüşümü destekleyen bir iş modeli geliştirmeyi hedeflediklerini belirten Türkeş, “Sürdürülebilir tarım uygulamalarının, sağlıklı ve yeterli gıdaya erişim ile daha iyi beslenme güvencesini sağlamada en doğru yol olduğuna inanıyor ve daha iyi bir yaşam ve refahın ana unsurlarına erişimde köprü görevi üstlenerek sürdürülebilir bir gelecek misyonuyla çalışıyoruz. Bu anlamda paydaşı olduğumuz Kadın Çiftçi Kredisi projesi, tarımda bir sosyal inovasyon projesi niteliğiyle bizim için tarım nüfusunun neredeyse yarısını oluşturan kadının tarımsal üretimde önünü açmak ve tarımdaki yerini sağlamlaştırmak üzere çok anlamlı bir çalışma,” diye konuştu.
Verilen her destek ve projeye dahil olan her kadın çiftçinin yeni paydaşlar için ilham ve kaynak yaratmasını hedeflediklerini kaydeden Türkeş, “Kadınlara kredi yoluyla destek sağlanması, projeyi sürdürülebilir kılan esas unsur. Geri ödenen her kredi, yeni tahsislerle başka kadınlarımızın da maddi desteğe sahip olmasını sağlıyor. Yeniden krediye dönüşen her ödeme, yeni bir kadın çiftçinin hayata güvenle bakması ve tarımın kadının üretken eliyle güçlenmesi anlamına geliyor. TİSVA’nın uzmanlığı sayesinde, kredilerin geri ödenmesi sorunsuz bir şekilde yürütülüyor.
Bu konuda başarı oranımız yüzde 100. Krediler geri ödendikçe, yeni tahsislerle projenin sürekliliği sağlanıyor. Desteğin faydasını gören kadınlar, projemizin doğal elçileri olarak başka kadınlara da örnek oluyor, yol gösteriyor. Bu açıdan, sürdürülebilir bir toplum, sürdürülebilir yerel kalkınma ve sürdürülebilir bir aile ekonomisi için tek kelimeyle ifade etmek gerekirse kadının ‘dönüştürücü’ gücünü henüz potansiyelini gerçekleştirmemiş önemli bir ‘kaynak’ olarak görüyor, bir tarım kuruluşu olarak kadının tarımsal üretimde de bunu ortaya çıkarmasını sağlayabilmek için güç birliği yaparak, buna yönelik girişim ve projeleri çoğaltmaya odaklanıyoruz,” bilgisini verdi.
Paydaşların neredeyse yarısının genç çiftçilerden oluştuğuna dikkat çeken Türkeş, “Kadın çiftçilerimizin yüzde 8’i 20-30, yüzde 37’si ise 31-40 yaş arasında bulunuyor. Dolayısıyla projemiz, ‘çiftçi olmak o kadar uğraşmaya değmez’ algısını yıkarak gençleri tarıma yöneltme konusunda taşıdığı potansiyelle öne çıkıyor,” dedi.
Sürdürülebilir İş Ödülü ile taçlanan “Kadın Çiftçi Kredisi” projesi COP27 Konferansı’na davet edildi
Kadın Çiftçi Kredisi’nin ulusal ve uluslararası alanda şimdiden dikkatleri üzerine çektiğini ifade eden Burcu Türkeş, “Projemiz Sürdürülebilir İş Ödülleri 2022’nin ‘İş Birliği STK-Kurum’ kategorisindeki tek finalist olarak ödülün sahibi oldu. Kasım ayında düzenlenen COP27 Konferansı’nda ise ‘İklim Dayanıklılığı için Kadınların Güçlendirilmesi’ panelinde enine boyuna tartışılan projemiz, Tekfen Vakfı’nın ilk kez bir projesiyle uluslararası bir organizasyonda temsil edilmiş olması bakımından da büyük önem taşıyor,” diye konuştu.