+60
derecede zorlu mücadele
Tekfen’in Katar’daki NFE projesi
şartların tüm zorluğuna rağmen tam hızla devam ediyor.
HAKAN GÖRAL
Tekfen Grup Şirketler Başkanı
İşimizin başındayız!
Birazdan okuyacağınız bu dosya, çok özel bir dosya. Evet, bu sayımızda Katar’da yapımına devam ettiğimiz NFE Projesi’ni işliyoruz. Katar’ın LNG üretim kapasitesini yaklaşık iki katına çıkarmayı amaçlayan bu proje, gerçek anlamda devasa boyutlara sahip. Ancak projeyi T-Bülten’e taşıyıp taşımama konusunda epey tereddüt ettik. Çünkü bu proje, aynı zamanda başlangıç aşamasında birtakım öngörülemeyen talihsizlikler yaşadığımız ve o dönemde alınmış bazı kararlar da dahil olmak üzere birçok farklı nedenle büyük zarara uğradığımız bir proje. Durum böyle iken NFE Projesi’ni neden dergimize taşıdığımızı sorabilirsiniz. Hemen bu soruya kendimce bir cevap vermek ve sonrasında evlerinden binlerce kilometrelerce uzakta, olağanüstü zor şartlar altında gecesini gündüzüne katan çalışanlarımızın röportajlarıyla sizleri baş başa bırakmak istiyorum.
Bizim faaliyet alanlarımızdan biri “taahhüt”; bir anlamda yaptığımız işin doğasından hareketle, tam 68 yıldır yüklendiğimiz her projeyi tamamlayıp teslim etmeyi “taahhüt” ediyoruz. Aynen, eskilerin “ismiyle müsemma” dedikleri gibi…
Uzun yıllardır faaliyet gösterdiğimiz Katar’da, toplamda 50 bine yakın kişinin çalıştığı bu devasa projede ana yüklenicilerden biri konumundayız. Ama ne yazık ki çok büyük bir heyecanla başladığımız projemiz, bazıları konjonktürden bazıları da iyileştirmeye açık bazı yönetim kararlarından ötürü önemli bir zararla negatife geçmiş durumda. Grup Şirketler Başkanı görevine geldikten sonra ilk icraatlardan biri olarak neredeyse tüm proje yönetimini değiştirdik. Projede geçmiş dönemde yapılmış hataları tespit ettik ve özellikle zamanlamada geri kalınmış olmasıyla ilgili ciddi önlemler aldık. Bu önlemler sayesinde şu anda projede zamanlamayı büyük ölçüde yakalamış durumdayız. Zararı azaltmak için de verimlilik bazlı çalışmalar ve işverenle görüşmelerimiz devam ediyor. İşi zamanında teslim edebilmek için şu anda 30 farklı milletten yaklaşık 6.500 çalışan, yazın hissedilen sıcaklığın 60 dereceyi aştığı ve nemin nefes almayı dahi zorlaştırdığı koşullarda, “şartlar ne olursa olsun alınan iş hakkıyla ve zamanında tamamlanmalı” ilkesini yerine getirmek amacıyla var gücüyle çalışıyor. Projedeki aksayan noktaları giderip performansımızı maksimuma çıkarma çabalarımız işveren tarafından da takdir görüyor. Son olarak yaptığımız görüşmede Katar Gas’ın CEO’su, aldığımız önlemler ve sonrasındaki hızlı ilerleme için bütün ekibe teşekkür etti.
İşte biz de bu özel dosya ile hem gösterilen bu özveriyi hem de çalışanlarımızın ağzından Katar projesini sizlerle paylaşmayı, içinde bulunulan şartları sizlere aktarabilmeyi ve her zaman olduğu gibi “işimizin başında” olduğumuzu söylemeyi istedik. Şimdi sözü değerli çalışma arkadaşlarıma bırakıyor, onlara sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
SERHAT PÜTÜRGELİ
Tekfen İnşaat Genel Müdürü
Hedefimiz 2025'te teslim
Yirmi yıldır aralıksız çalıştığımız Katar’da şimdiye kadar boru hatları, otoyollar, stadyum ve petrokimya tesislerini hayata geçirdikten sonra son üç yıldır yeni bir LNG tesisinin inşasında görev alıyoruz.
Her projenin kendine has özellikleri ve zorlukları vardır. Bu projede de bazı zorlukları projenin ilk yılında art arda yaşadıktan sonra ideal kurgumuzu oluşturabildik ve tekrar oyuna ortak olduk. Ne yazık ki, kurguyu oluşturmakta kaybettiğimiz bir yıl, projenin bilançosunu negatif anlamda etkiledi.
Her projeyi zamanında, kalitesinde ve kazasız bitirmek ana hedefimiz, ancak aynı zamanda kârlı bitirmek de olmazsa olmazlarımızdan biri. Her ne kadar bu projeyi zararla kapatmak şu anda kaçınılmaz görünse de, yapmamız gereken yaptığımız yanlışları bir yatırım olarak düşünüp, yakın zamanda bu veya civar ülkelerde aynı hataları tekrarlamamak.
Başta Cem Özbay ve Hüseyin Ardıç Beyler olmak üzere, tüm proje ekibimiz kenetlenmiş ve projenin bitirme tarihlerini yakalamak için hedefe odaklanmış durumdalar. 2025’te en az zararla bu projeyi teslim etmeyi amaçlıyor, yeni projeler için çalışmaya devam ediyoruz.
Bu vesileyle tüm çalışanlarımızın ve sevdiklerininin yeni yılını kutluyor, yeni yılın kendilerini sağlık, mutluluk ve başarı getirmesini diliyorum.
ESRA TÜZGİRAY
Kurumsal İletişim Müdürü
Alın teri*
Hepimiz alın terinin, emek kelimesinin ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz öyle değil mi? Ancak bir şey hakkında bilgi sahibi olmak ve o “şeyi” gerçekten yaşamak arasındaki farkı T-Bülten’in bu sayısı için yaptığımız şantiye ziyaretinde daha iyi anladık. Sahaya gitmeyi, evlerinden binlerce kilometre uzaktaki çalışanlarımızla buluşmayı, onlarla hasret gidermeyi çok özlediğimiz bir dönemde North Field East (NFE) Projesi’ne gideceğimiz belli oldu. Hazırlıklarımızı yaptık; bu vesileyle ilk kez Tekfen’in bir şantiyesini ziyaret edecek ekip arkadaşım Kutlu ve uzun yıllar boyunca yurtiçinde, yurtdışında birçok farklı yere gitme ve güzel anılar biriktirme imkânı bulduğum fotoğrafçı dostum Mahmut’la yollara düştük.
Tekfen İnşaat, Katar’daki varlığını 2005 yılından bu yana çeşitli altyapı, endüstriyel tesis ve otoyol projeleriyle kesintisiz olarak sürdürüyor. Tekfen’in 2022 yılında dahil olduğu ve üç ana müteahhitten biri olarak yürüttüğü North Field East (NFE) Projesi ise dünyanın en büyük LNG geliştirme projelerinden. Bu devasa projede, yaklaşık 6 bin 500 Tekfenli ter döküyor. Bu sayının yakın zamanda 7 bine ulaşması öngörülüyor. Yaz aylarında hissedilen hava sıcaklığı 60 derecelere ulaşıyor. Hava 50 dereceyi aştığında siyah bayrak çekiliyor. Bu şartlarda, devamlı bir çalışma modelini sürdürmek mümkün değil; çalışma ve dinlenme süreleri yeniden düzenleniyor. Hava şartları o derece zorlu ki, yoğun nem sıcaklığı dayanılması güç boyutlara taşıyabiliyor. Kışları yaşanan ani sel baskınları da saha çalışmalarını kesintiye uğratabiliyor.
Biz ekim ayında Ras Laffan’daki şantiyemizi ziyaret etiğimizde, hissedilen sıcaklık 43 derece civarındaydı. Ana giriş kapısından geçtikten sonra, sanki sonsuza kadar uzanıyormuşçasına, sarının birçok farklı tonundaki geniş yolda yaklaşık yarım saat gittikten sonra proje alanına vardık. Kendimizi kapalı ve serin bir yere atma telaşındayken, güler yüzleriyle bizleri karşılayan ekip, geçirdikleri yaza göre aslında bu havanın serin olduğunu söyleyince, az önceki şikâyetlerim sebebiyle şahsım adına çok utandım.
Gece gündüz çift vardiya olarak tüm hızıyla çalışılan proje sahasında iki gün boyunca dolaştık. Kalabalık Katar ekibinin başında deneyimli bir yönetici olan Hüseyin Ardıç bulunuyor. Bu dosya için, başta Hüseyin Bey olmak üzere, NFE Projesi’ne emek veren çok sayıda kişiyle görüştük. Görüşmelerde anlatılan hikâyeler özverinin, adanmışlığın, ekip ruhunun ete kemiğe bürünmüş haliydi. Ziyaretimizde beni en çok etkileyen şey ise, şehirde ve çok daha rahat koşullarda çalışıp durmadan şikâyet edenlerin aksine, dayanışma içerisinde ve keyifle çalışıp tek amaçları projeyi en kısa zamanda bitirmek olan o güzel ekip oldu.
Tekfen’in her şeyin temeline insanı alan kültürünün ve alın terinin ne derece değerli olduğunun kanıtı olan NFE dosyasını ilgi ve beğeniyle okuyacağınızı umuyorum.
(*) Belli bir amaç doğrultusunda çok çalışmak ve emek vermek.
“En zor şartlarda dahi emniyetimizden, kalitemizden, sözümüzden, taahhüdümüzden hiç ama hiç taviz vermedik.”
HÜSEYİN ARDIÇ
Proje Direktörü
Tekfen’de 1998 yılında çalışmaya başladım. Zaman zaman proje aralarında boşluklar ya da yurtdışında yaşadığım dönemler oldu ama 26 yıldan beri Tekfen’le beraberim. Buradaki sistemi bir orkestraya benzetirsek hepimiz bunun bir parçasıyız; büyük görev, küçük görev diye bir yaklaşımımız yok. Özellikle böyle zorlu şartlarda her departmanın, her çalışanın ayrı bir önemi var.
NFE Projesi, dünyanın en büyük gaz sahası olan North Field’daki gazın sıvılaştırılarak gemilerle taşımaya hazır hale getirilmesine yönelik bir proje. Tekfen olarak biz NFE Projesi’nin EPC-1 denilen ana paketinde, kendine ait kampı olan üç büyük yapım şirketinden biriyiz. Utility ve off-site bölümlerinin yapımından sorumluyuz. Şu anda 6.500 kadar çalışanımız var burada. Önümüzdeki aylarda bu rakamın 7.000’lere ulaşmasını bekliyoruz.
İşverenimiz CTJV ve Qatar Energy LNG, denetim, emniyet ve kalite gibi konularda mükemmel bir performans bekliyor. Dolayısıyla karşılamamız gereken çok detaylı prosedürler var. Avantajımız, daha önce benzer işler yapan bir firma olarak her zaman standartların üzerinde olmamız. Benim başladığım yıllarda Azerbaycan’da, Gürcistan’da yaptığımız işlerde Avrupalı denetmenler gelirdi ve uzun süreçlerin ardından her işten alnımızın akıyla çıkardık. Burada da benzer kalite hedefleriyle projeyi tamamlamaya çalışıyoruz. Çok ayrıntılı prosedürler nedeniyle ekstra bir titizlikle çalıştığımız doğrudur. Bu da mükemmeli yakalamaya çalışmak demek.
“LNG sektöründe iş yapmanın Tekfen’e önemli faydalar getireceğine inanıyorum.”
Burada Güney Asya ülkeleri başta olmak üzere 30 ülkeden çalışanımız var. Türkiye ve diğer Türk Cumhuriyetlerinden çalışanlarımızın olması da fark yaratmamızı sağlıyor. Bir anlamda gücümüzü göstermiş oluyoruz. Bu gibi çalışma ortamları insanların mesleki gelişimini de sağlıyor ve bu anlamda Tekfen’in sektöre önemli bir katkı sağladığına şahit oluyoruz.
Proje, dört proses ünitesinden oluşuyor. Bizim bölümümüz, her dört üniteye hizmet eden, gazın ilk girdiği ve içindekilerin ayrıştırılmaya başlandığı kısımlar. Dolayısıyla diğer bölümlerin hepsinin ortağıyız. Şu anda 77 milyon ton LNG üretimi var, NFE Projesi ve ardından NFS ve NFW Projeleri ile birlikte bu miktarın 142 milyon tona ulaştırılması hedefleniyor. Bu, çok büyük bir kapasite artışı ve ihraç demek. LNG’nin gemilerle taşınabiliyor olması da lojistik anlamda çok büyük bir esneklik. Belki böyle önemli bir kapasite artışı dünyadaki enerji fiyatlarının bile dengelenmesine neden olacaktır.
Gaz her koşulda petrol ve kömüre göre daha temiz bir enerji kaynağı. Uzmanlar, yeşil dönüşümle beraber gazın ağırlığının artacağını ifade ediyorlar. Bu çerçevede sektörün geleceği düşünüldüğünde, LNG sektöründe iş yapmanın Tekfen’e önemli faydalar getireceğine inanıyorum. Gazın ileri teknolojiyle -180, -190 derecede sıvılaştırıldığı böyle bir projede yer almak, Tekfen’in geleceği açısından çok büyük avantaj.
Mali olarak, ilk paket 13,5 milyar dolar olmak üzere, toplamda 20 milyar doların üzerindeki bir projeden bahsediyoruz. Böyle bir projede belli bir standardı sağlayabilmenin ve güvenilir olmanın, gelecek projelerin karar verici mekanizmaları açısından önemli bir referans olacağını düşünüyorum.
“2025 sonu proje teslim hedefimize ulaşacağımızı düşünüyorum.”
Toplamda 50 bine yakın insan çalışıyor sahada; 200 milyon kişi/saat harcanmıştır yaklaşık üç yılda. Her zaman söylüyoruz, bizim için önce insan, önce sağlık. Şu ana kadar hiç kazamız olmadı. İş süreçlerimizde de Tekfen’in itibarını zedeleyecek en küçük bir olumsuzluk bile yaşamadık. Şantiye hayatı zordur tabii ama böyle bir ortamda bile makul şartları oluşturabildiğimizi düşünüyorum. Bizim en başından beri proje teslim tarihimiz 2025 sonuydu ve bu hedefimize ulaşacağımıza inanıyorum.
Tekfen kültürü zorlu durumlarda dahi varlığını gösterdi ve güvenilir bir firma olduğumuzu hep kanıtladı. En zor şartlarda dahi emniyetimizden, kalitemizden, sözümüzden, taahhüdümüzden hiç ama hiç taviz vermedik. Tekfen, geçmişten gelen birikimlerinin, tarihinin, kültürünün kıymetinin çok farkında ve en meşakkatli zamanlarda bile yılmadan, tereddüt etmeden yoluna devam ediyor.
“Projede 30 ülkeden ve 6.500 kişiye yaklaşan bir kadroya sahibiz.”
MERT AKBABA
Orta Doğu Bölgesi İnsan Kaynakları Müdürü
18 yıldır Tekfenliyim. Yaklaşık altı ay önce İK’nın bölgelere ayrılması kararıyla birlikte bana da, Orta Doğu’nun suyunu içmiş biri olarak, bu bölge verildi. Çalışma hayatımın çoğu yurtdışında geçti. İlk olarak 2006’da Suudi Arabistan’daki Rabigh Rafinerisi İnşaat ve Mekanik İşleri Projesi’yle başladım. Sonrasında Katar’da Mesaieed Projesi geldi ve ardından Suudi Arabistan’a Personel Şefi olarak atandım. Bir gün Erhan (Hersek) Bey’i havaalanına götürüyordum, “Erhan Bey, ben Arabistan’a altı ay için gelmiştim ama yedi yıl oldu” dedim, “Unuttuk mu yani seni?” dedi gülümseyerek. O zamanlar Orta Doğu’da çalışan bir şantiyeci olarak kuzeyi görme gibi bir sevdam vardı ve Azerbaycan’a gönderileceğimi öğrendim. Hemen hazırlıklara başladım ama, “Dur! Al Khor Expressway Otoyol Projesi var, oraya gitmen lazım!” dediler. Böylece ben rotayı yine Orta Doğu’ya çevirmiş oldum. Al Khor’un hemen ardından da Katar’da Al Thumama Stadyumu Projemiz başladı. Ve son olarak da NFE Projesi’ni aldık.
“Proje biraz sancılı başladı ama hızla toparladık.”
NFE Projesi biraz sancılı başladı; başlangıçta bazı iletişim sorunları vardı. Tekfen’de her zaman olduğu gibi, işin eninde sonunda tamamlanacağını ve zorluklar karşısında asla pes edilmeyeceğini bir kez daha göstererek, mevcut sorunları herkesin birbirine verdiği destek ve yardımla çözmeye başladık. Hüseyin Bey gerçekten çok iyi bir yönetici ve ona buradan da teşekkür ediyorum. Böyle dev projelerde departmanlar arasında güçlü bir bağ olması çok önemli. Projeyi zamanında teslim edeceğimize adım gibi eminim. Bize güvenen insanlar ve güçlü bir ekibimiz var.
Projede 30 ülkeden ve 6.500 kişiye yaklaşan bir kadroya sahibiz. 15’i operasyonel birimlerde olmak üzere 26 kadın çalışanımız var. İK olarak üst yönetimden büyük destek görüyoruz. Erhan Bey’in gelip gitmesi, her konuyu yakinen takip etmesi, arkamızda bir destek olarak durması bize ayrı bir güç veriyor. Herkesin mutluluğunu görmek ekip olarak bizi de mutlu ediyor. Burada görev yapan herkese, onlara ihtiyaç duyacakları konularda destek olacağımızı hissettirmeye çalışıyoruz, sarf ettikleri emeği gördüğümüzü onlara yansıtıyoruz. Bizler için değerli olduklarını hissettirerek motivasyonlarını üst düzeyde tutmaya çalışıyoruz.
“Tekfenli büyüklerimizden öğrendiğimiz gibi, ‘dükkâna’ sahip çıkmak zorundayız.”
Pakistanlı, Hintli, Bangladeşli, Türkmenistanlı, Azerbaycanlı… Her milletten insanla bir arada ve uyum içinde çalışıyoruz. Burada bir kader birliği yaşıyoruz. Zor bir yaz geçirdik, ama planlama ve ekip çalışmasıyla zorlukları aştığımızı düşünüyorum. Bu coğrafyaya gelen herkes ilk günlerde bir bocalama yaşıyor tabii. İşin içine girdikçe çözüm fikirleri geliştirmeye başlıyorsunuz. Tekfen olarak bizim yıllara dayanan bir tecrübemiz var. Tekfenli büyüklerimizden öğrendiğimiz gibi, “dükkâna” sahip çıkmak zorundayız. Bu kadar büyük bir kampta tabii ki sorunlar oluyor ama hızlı şekilde aksiyon almak işin püf noktası bence.
Çalışma sistemim gereği ekibimdeki arkadaşlarıma belirli sorumluluk alanları tanıyorum. Çok çıkmaza girilmediği sürece müdahale etmek istemiyorum. Biz de bunu büyüklerimizden öğrendik. Yarın bir gün biz olmadığımızda ne olacak? Şirkette devamlılık esastır. Ekip arkadaşlarıma devamlı yol göstermeye çalıştım. Şu ana kadar büyük bir sıkıntıyla karşılaşmadık.
Yakın zamanda Suudi Arabistan’da iki yeni proje aldık. Onların mobilizasyon süreçlerine başladık. İnsanların konaklayacağı, çalışacağı yerler, kamp gereksinimleri sağlanmadığı sürece bir iş tam başlamış sayılmaz. Kemik kadroyu oluşturmaya başladık. Proje müdürümüz ve ekiplerin talepleri doğrultusunda ilerleyişimizi sürdüreceğiz.
“Yoğun ve kapsamlı bir iş güvenliği ve sağlığı prosedürü uyguluyoruz.”
ALİ ATIF GÖKPINAR
SEÇ Müdürü
Mimarlık okudum, şimdilerde ise inşaat mühendisliği eğitimine devam ediyorum. Yaklaşık 10 yıldır Tekfenliyim. 2016 yılında TANAP’ın Ardahan’daki projesiyle başlayan yolculuğum Irak Projesi’yle devam etti. Bugünlerde Katar’dayım. Ailem de burada benimle. Katar, bir aile için çok güzel ve yaşanılacak bir yer. Eşim ve çocuklarım Katar’da olmaktan çok memnunlar. Bu projenin bende farklı bir yeri var. 2007 yılında, yine burada iş yapan bir Türk firmasında İSG Uzmanı olarak işe başlamıştım. O zaman rahmetli babamla aynı şantiyedeydik. Proje Müdürü, babama geleceğin mesleğinin iş güvenliği olduğunu söyleyerek beni bu alana yönlendirmişti. 16 yıl sonra burada SEÇ Müdürü olarak görev yapmak benim için çok gurur verici.
“Bizim işimiz sadece neler yapılması gerektiğini ifade etmek değil, aynı zamanda çalışanlara destek olmak.”
NFE, dünyanın en büyük ve en prestijli projeleri arasında yer alıyor. Bu devasa organizasyonda elimden gelen her şeyi yapmaya çalışıyorum. Burada 30 farklı ülkeden insan çalışıyor. Herkesin iş güvenliği kavramı farklı olabiliyor. Biz ilk olarak çalışanlara eğitim veriyoruz. Profesyonel bir eğitmen ekibimiz var, farklı dillerde eğitim veriyorlar. Sonrasında oryantasyon süreci başlıyor. Oryantasyonları, formenler ve süpervizörlerle birlikte yürütüyoruz. Bu şantiyenin konumunu, burada hangi şartlarda çalışıldığını, hangi prosedürlere tabi olunduğunu, nasıl bir işleyiş olduğunu aktarıyoruz. Acil durum plan ve eylemlerimizi de tesislerimizde, sahamızda canlı olarak gösteriyoruz.
İş Sağlığı ve Güvenliği’nin tanımı şudur: Yol göster, yön göster ve destek ol! Destek konusuna özellikle önem veriyorum, ekibimden de bu konuyu önemsemelerini istiyorum. Bizim işimiz sadece neler yapılması gerektiğini ifade etmek değil, aynı zamanda çalışanlara destek olmak. “Bu böyle olmaz!” Tamam olmaz da, nasıl olacak peki? İşte bu noktada da biz devreye giriyoruz.
“Tekfen kültürünü Katar’a taşıdık.”
NFE Projesi’ne İSG prosedürleri açısından bakarsak bir Katar Gaz, bir de Chiyoda Technip Ortaklığı (CTJV) tarafı söz konusu. Özellikle CTJV tarafında çok fazla prosedür var, bu bizim için hem avantaj hem dezavantaj. Avantaj, çünkü herhangi bir kaza ihtimalini minimuma indiriyor. Dezavantajı da şu, çalışanlar kendilerini prosedüre boğulmuş hissedebiliyor. Biz böyle durumlarda devreye giriyor ve prosedüre bağlı kalarak neler yapabilecekleri konusunda yol gösteriyoruz.
Şu an bu projede ekibimde 100’e yakın kişi var. Çoğu, sahalarda dolaşıp denetim ve raporlama yapıyor. Her projede olduğu gibi ödüllendirme sistemimiz de mevcut. Ama Tekfen olarak biz ödülden çok daha fazlasını hedefliyoruz, çünkü bizim arzumuz şoföründen operatörüne, mühendisinden ofis elemanına herkesin burada kendini kıymetli ve önemli hissetmesi. İSG’ye verdikleri önemin karşılıksız kalmayacağını görmeleri.
“İşverenden son iki ay üst üste çevre ödülünü aldık.”
Günlerim yoğun geçiyor, toplantı ajandama göre çoğunlukla sahada, bazen de ofiste oluyorum. Sabah 06.00’dan önce burada olmaya çalışıyorum, çünkü otobüslerden iner inmez herkesi “Hoş geldiniz” diye karşılıyor, sonrasında prosedür kapsamındaki kontrollerimizi yapıyoruz. Otobüslerin en uygun şekilde gelişi ve dönüşü de önem arz ediyor, çünkü 6.500 kişi çalışıyoruz burada.
Buradaki görevimiz çevre konularını ve sosyal olanakları da kapsıyor. İşverenden son iki ay üst üste çevre ödülünü aldık. Bir koordinatör arkadaşımız çevreyle ilgili süreçleri kontrol ediyor, atıkların ayrıştırılması gibi. Bizim tüm atıklarımız ayrıştırılarak farklı yerlere gönderiliyor. Daha ilk zamanlarda, yemekhane kurulmadan önce, sahaya karton kutularda binlerce yemek geliyordu. Tüm çalışanlarımız onları tek tek ayrıştırıp çöpe atıyordu. Çevre konusunda çok hassasız.
“Burada küçük bir ordu gibiyiz.”
ORKUN EYÜP POYRAZ
İdari İşler Şefi
Tekfen’de 1988 yılında, Toros Gübre’de işe başladım. O zamanlar üniversitede okuyordum, okul bitince ayrıldım ama 2017’de tekrar döndüm. 2017’den beri Tekfenliyim ve Katar’dayım. Daha önce Otoyol Projesi için gelmiştim. Bu projede kamp işleyişi, ulaştırma, sağlık ve sosyal konulardan sorumluyuz. Sağlık konularında SEÇ ve “welfare”, yani çalışanın refahı konularında ilgili ekiple birlikte çalışmalar yürütüyoruz. Çalışanın kendini iyi hissetmesi bizim için çok önemli. Welfare, bir çalışanın sabah kahvaltıda ne yediğinden ailesinde yaşanan sorunlara kadar geniş bir skalaya yayılıyor. Bir çalışma arkadaşımız bankta başını elleri arasına alıp otursa bile onun bir sıkıntısı olduğunu anlıyor ve destek için adım atıyoruz. Bunun için eğitimler aldık.
“Bu kampta bizim ‘açık kapı’ politikamız var; ofis kapılarımız her zaman açık.”
Bu kampta bizim “açık kapı” politikamız var; ofis kapılarımız her zaman açıktır. 30 farklı milletten personelimiz mevcut. Her şeye dikkat ediyoruz. Örneğin Doğu Afrikalı çalışma arkadaşlarımız uzun süredir Tekfenli oldukları için Türk yemeği isterler. Biz de arzuları doğrultusunda onlara Türk yemekleri çıkarırken, Orta Afrikalılara kendi kültürlerine özel yemekler hazırlıyoruz. Aynı şekilde diğer milletler için de öyle. Sabah kahvaltısı kamplarda yapılıyor, öğle yemekleri ise sahada yeniliyor. Dışarıdan gelenlerle birlikte günde yaklaşık 7 bin kişilik yemek çıkarıyoruz. Küçük bir ordu gibiyiz. İşverenimiz bizim insan kaynağımızı Türkiye, Türkmenistan, Azerbaycan coğrafyasından da besleyebileceğimizi gördü ve bu durum bizim için bir avantaj oluşturdu. Bu ülkelerden getirdiğimiz arkadaşlarımız Tekfen’in yurtdışı projelerinde yetişmiş insanlar.
Müşterimizle gayet iyi ilişkilerimiz var. İmalatlarımızın kalitesinden memnunlar. Ekip olarak bizimle iyi bir diyalog içerisindeler. Katar Gaz ekibinden arkadaşlarımız her sabah kahvesini içmeye ofisimize gelir. Türk misafirperverliğimiz meşhurdur malum.
“Proje bittiğinde burada küçük bir orman bırakacağız.”
Ras Laffan, Katar’ın endüstri bölgesi. Burada iş yapan firmalara kamplar veriliyor. Gaz işinde kamp işletmeciliği gerçekten zor bir süreç. Örneğin burada en büyük riskimiz yangın. Yangın alarmlarımız düzenli aralıklarla kontrol ediliyor. Bu konuda çok yüksek standartlarımız var. Daha önce British Petrol, Aramco gibi tecrübeleri olan arkadaşlarımız, buradaki standartların o projelerden bile yüksek olduğunu söylüyorlar.
Bende büyük bir Tekfen sevgisi vardır, arkadaşlarım da bilir bunu. Tekfenli olmak bir kültürdür. Biz Tekfen olarak gittiğimiz yerde çevreye çok dikkat eden bir firmayız. Her projemiz öncesinde bölgeye ağaç dikeriz. Al Zubarah Kampı’nın yakınında küçük bir ormanlık vardır, onlar bizim 15 yıl önce diktiğimiz ağaçlardır. Çalışanlar yürüyüş, koşu yapıyor ormanlıkta. Sezon gelince yeni ağaçlar dikeceğiz. Proje bittiğinde burada da küçük bir orman bırakacağız. Mesela Otoyol Projemiz sırasında Katar Çevre Bakanlığı bizi görevlendirmişti ve çevredeki korulukları biz suluyorduk. Kullandığımız suyu da arıtma suyundan sağlıyorduk.
“Projeyi en iyi şekilde teslim edebilecek bir teknik kadroya sahibiz.”
MUSTAFA SERHAT AYDIN
Mekanik İşler Şefi
Bu projede mekanik ekipman montajları, çelik montajları ve lifting grubunun yönetiminden sorumluyum. Yaklaşık 80’i mekanik, 320’si çelik, geri kalanı da lifting ekibinden olmak üzere yaklaşık 860 kişiden oluşan bir grupla çalışmaktayım. Tekfen olarak biz bu projede 12 bin ton çelik montajından, 11 bin ton da mekanik ekipman montajından sorumluyuz. 1 milyon WDI’a yakın bir borulama işimiz mevcut. Bunun yaklaşık 380 bin WDI’lık kısmı sahada fiziki boru montajını kapsıyor. Geri kalan kısmı da boru imalatı. Bunun dışında inşaat ve elektrik enstrüman işlerimiz bulunuyor. Şantiyeye elektrik sağlayan üç adet binamız var. Tüm bu aktivitelerle projeyi tamamlamaya çalışıyoruz.
“Katar artık evimiz gibi.”
Ben Tekfen’le 15 yıl önce Katar Polietilen Tesisi Projesi ile tanıştım. Daha sonra Güney Yoloten Gaz Sahası Geliştirme Projesi’nde görev yaptım. Ardından Arabistan’da Sadara Propilen Oksit Proses Ünitesi Projesi’yle devam ettim. Bir süre ayrı kaldık ve sonrasında bu projeyle yuvama yeniden dönmek nasip oldu. Şu an için tüm çalışan arkadaşlarımla beraber hepimizin hedefi 2025 yılı sonunda projeyi teslim etmek. Bunu başarabilecek teknik kadromuz mevcut. Projemizin yetişmesine engel olabilecek birçok olumsuz durumu ortadan kaldırmak için çaba gösteriyoruz. Tekfen olarak Katar’da çok sayıda proje tamamlamış olmamız bizim için bir avantaj. Burası evimiz gibi artık.
Katar’ın başta hava şartları olmak üzere herkesin malumu olan zorlukları var tabii. Projemiz, Ras Laffan endüstriyel şehrinin içinde. Bunun getirdiği ekstra önlem ve denetimler söz konusu. Bu tabii ki bizim için avantaj ama zaman açısından dezavantaj da olabiliyor.
“Sahaya çıkıp baktığınızda projenin boyutlarının ne kadar büyük olduğunu görüyorsunuz.”
NFE, dünyanın en büyük projelerinden biri; zaten sahaya çıkıp baktığınızda projenin boyutlarının ne derece büyük olduğunu görüyorsunuz. Ras Laffan’daki bütün tesisler içerisindeki “flare”lerin* en yükseğinin de (203 metre) Tekfen tarafından yapıldığını belirtmek isterim. Bu da bizim için önemli bir gurur.
Çokuluslu bir projede çalışıyoruz. Tabii bunun getirdiği zorluklar var. Afrika’dan Asya’ya, Avrupa’dan Türk Cumhuriyetleri’ne birçok ülkeden çalışanlar bir aradayız. Tüm bu kişileri bir araya getirerek ekipler oluşturabilmek, bu ekipleri koordineli bir şekilde yönetip sahada belirlenen hedeflere yönlendirebilmek çok ciddi bir süreç. Bunun yanı sıra hava şartları bizi çok zorluyor. Bizim bir bayrak sistemimiz var. Çalışanların hangi periyotlarla dinlenmesi gerektiğini sembolize ediyor. 50 derecenin üzerinde siyah bayrak çekiliyor. Biz bu yıl 68 dereceyi tecrübe ettik. Sıcaklık 60 derecenin üzerinde ise işi durduruyoruz. Çalışanları soğutulmuş odalara almak zorundayız. 50 ile 60 derece arası, yani siyah bayrakta bazı küçük aktiviteler devam ediyor. Nem seviyesi çok ciddi problem yaratıyor ki bu zaten bizi en zorlayan kısım. Bu yıl temmuz ayı itibarıyla gece vardiyasına geçmek zorunda kaldık. Sahadaki işleri yapabilmek adına 15.30-03.30 gibi bir vardiya planı oluşturduk.
“Çalışma arkadaşlarımızın aileleri de bu mücadelenin bir parçası.”
İş güvenlik prosedürünün ağır olması bir mazeret olarak gösterilemez ama bunun ekstra bir zaman anlamına geldiğini de belirtmek gerek. İş güvenliği bizim için her şeyin öncesinde gelir, bunu tüm Tekfenliler de bilir. Gelgelelim bu yoğun prosedürleri eksiksiz yerine getirmek zaman istiyor. Tüm çalışma arkadaşlarımızın ailelerinin de bu mücadelenin bir parçası olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. İnşallah projenin öngördüğümüz tarihte bitişi, hem çalışanlarımızın hem de onların ailelerinin çabalarıyla mümkün olacak.
* Flare: Atık gazın kontrollü bir şekilde yakıldığı alev bacası.
“Gelmeden önce Katar için ‘Ne kadar sıcak olabilir ki!’ diye düşünmüştüm.”
CENGİZHAN KARA
Boru Mühendisi
Gaziantep Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden 2022 yılında mezun oldum. 25 yaşındayım. Buraya gelmeden önce İskenderun’da yaşıyordum. Katar NFE Projesi için CV’mi gönderdim, kabul edildim. Sahadaki “Inlet Ünitesi”, Inlet 1 ve 2 olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Ben bu ünitelerden sorumluyum.
Bu benim ilk iş deneyimim. Katar’da 20 ayımı tamamladım. Hava koşulları çalışmalarımızı zorlaştırıyor. Bu durum özelikle sahada çalışan arkadaşlarımızı daha fazla etkiliyor. Beş-altı aylık yaz döneminde nem çok yüksek oranlara ulaşıyor ve hissedilen sıcaklık 60 dereceye kadar çıkabiliyor. Bu yüzden sahadaki arkadaşlarımıza dinlenme aralıkları veriyoruz. Benim ekibimde formen, borucu ve borucu ekip başı olarak şu an için yaklaşık 155 kişi var. Bloklar halinde bir çalışma sistemiyle ilerliyoruz.
Artık gündüz çalışma düzenine döndük. Gece çalışmanın şöyle bir dezavantajı vardı, ekiplerimiz ne kadar da olsa uykularını tam alamıyorlar, yeterince dinlenemiyorlardı. Bu da verim kaybı demek. Bazen ekiplerimiz sahaya geldiğinde siyah bayrak çekilirse araçlardan bile indirmiyoruz, klimalı ortamda bekletiyoruz. Sıcaklık düşmezse arkadaşlarımızı kamplara geri gönderiyoruz. Bundan dolayı gün kayıplarımız oluyor.
“Ofisleri su bastı ve dışarıya çıkamadık.”
Bu proje benim ilk yurtdışı projem. Katar’a gelmeden önce iklim koşullarını araştırmıştım. İskenderun da sıcak bir şehirdir. Katar için, “Ne kadar sıcak olabilir ki!” diye düşünmüştüm. Burada günde beş kez tulum değiştirdiğimiz oluyor. 67 derecede dar alanlarda, ünitelerde çalışılıyor sonuçta. Kaynak ve fit-up aktiviteleri devam ediyor. Örneğin, ön ısılı boruları 150 dereceye kadar ısıtıyoruz, ondan sonra kaynağa başlıyoruz. Buna dışarının sıcaklığı da eklenince 2-3 saatte bir tulum değiştirmek zorunda kalınabiliyor. Çalışma arkadaşlarımız dinlenme zamanlarını da terli bir şekilde klimalı ortamlarda geçiriyorlar. Bir sıcak bir soğuk derken hasta oluyorlar. Hastalık izinleri de işin aksamasına neden olabiliyor.
Aslında hep yazı konuşuyoruz ama kışın da zor şartlar var burada. Çöl olduğu için her yer yoğun rüzgâr alıyor, vinçleri çalıştırmakta zorlanıyoruz, bazen kaldırma işlerimiz rüzgârın hızından durma seviyesine geliyor. Şöyle bir anım var. Kış günüydü, yağmur bekliyorduk. Önlemlerimizi de o şekilde aldık. Yağmur çok hızlandı ve ekiplerimizle birlikte saha ofislerine çekildik. Ancak yağmur o kadar kuvvetlendi ki ofisleri su bastı ve dışarıya çıkamadık. Dolayısıyla geçiş dönemleri bizim en rahat dönemlerimiz. Bugünlerde hava sıcaklığı nispeten düştüğü için işleri hızlandırmaya çalışıyoruz.
“Burada çok fazla şey öğrendim.”
Her şeye rağmen, “Bunları önceden bilseniz yine bu projeye gelir miydiniz?” diye sorsanız, cevabım “Evet” olurdu. Çünkü burada çok fazla şey öğrendim. En başta yönetici vasıflarınız gelişiyor bu koşullarda. Kullanılan boru malzemeleri, kaynak prosedürleri, muayene ve test planları lifting aktiviteleri… Hepsi konusunda uzmanlaşıyorsunuz. Sadece kendi alanımda değil, diğer departmanlardan da çok şey öğrendim. CV’mi çok zenginleştiren bir proje oldu.
“Ailem, Tekfen’de çalışacağımı öğrendiğinde sevindi.”
AĞACAN KERİMLİ
Mekanik Mühendisi
Tekfen’e bu proje vasıtasıyla katıldım. Yaklaşık bir yıldır buradayım. Azerbaycanlıyım, memleketimde ve Irak’ta bazı projelerde görev aldım. Tekfen, Azerbaycan’da çok aktif bir grup. 22 yaşında işe başladığımda çalıştığım yerin yanında, Tekfen’in Azfen ile yürüttüğü bir platform ve stat projesi vardı. O zamanlar Tekfen’in iyi bir şirket olduğunu hep duyuyordum. Kendimi geliştirip Tekfen’de çalışmayı düşünüyordum. Çalıştığım proje bittikten sonra yurtdışında başka bir işte görev yaparken Katar’daki proje için teklif aldım. Uzun zamandır zaten istediğim için kabul ettim.
Ailem, Tekfen’de çalışacağımı öğrendiğinde sevindi ve destekledi, çünkü bu gibi işlerde çalışan akrabalarım var ve Tekfen adını biliyorlardı. Yurtdışında çalışmak insana önemli deneyimler katıyor. Burada da farklı sistemlerle karşılaştım ve öğrendim. Ben çoğunlukla statik ve rotatik ekipmanlar üzerine saha mühendisliği yapıyorum. İş düzenimiz genel hatlarıyla şöyle: İnşaat ekibi bize kendi sorumluluğundaki işlemlerin tamamlandığına dair onay verildikten sonra mekanik ekip olarak temel işlemlerimize başlıyoruz. Montaj öncesinde ekipmanın geleceği yerin yüksekliği, düzlüğü, dikeyliği, hizası gibi kontrollerimizi tamamlıyoruz. Ekipmanın sahaya transferini sağladıktan sonra kaldırma ekibiyle birlikte kullanılacak vincin kapasitesine karar veriyoruz.
Ekipmanın montajı bitince denetleme aşaması başlıyor. Sonrasında inşaat ekibine, beton dökülebilmesi için, bu ekipmanların mekanik ekibi tarafından işlerinin tamamlandığına dair doküman gönderiyoruz. Döküm işleminden sonra final olarak sıkma işlerini tamamlıyoruz. Bundan sonra ise boru grubunun işlem aşaması başlıyor. Daha kritik aşamalı işlerimiz ise ekipmanların içinde oluyor. Çünkü bunlar kapalı alan çalışmaları. Kapalı alanın kapasitesine göre önlemlerimizi alıp iç montaja geçiyoruz.
“Böyle işlerde rahatsan bir sıkıntı var demektir.”
NFE devasa bir proje, bu tür projeler zordur. Böyle işlerde rahatsan bir sıkıntı var demektir. Ben projeye ortasından katıldığım için bazı sıkıntılar yaşadım. İklim tabii bizim en büyük mücadele alanımız burada. İş güvenliği açısından işverenimiz çok talepkâr, ama bu da farklı bir tecrübe katıyor insana. Şantiye tozunu yutmak başka bir şey, bu koşturmaya alışınca devamı gelsin istiyorsun. Bundan sonra ofiste oturacağım bir iş bana zor gelir.
“Bu proje mesleki açıdan bana çok şey kattı.”
ONUR KADİR MANLACI
Kaynak Mühendisi
27 yaşındayım. Adana, Ceyhanlıyım. Bursa Uludağ Üniversitesi, Makine Mühendisliği Bölümü mezunuyum. Ardından ODTÜ’den Kaynak Mühendisliği diplomamı aldım ve stajımı da yapıp Ceyhan’da işe başladım. Üç yıla yakındır Tekfenliyim. Bu sürenin dokuz ayı burada geçti. Öncesinde Ceyhan Çelik Fabrikası’nda Teknik Ofis Mühendisi olarak çalıştım. Buraya Kaynak Mühendisi olarak geldim. Zaten yurtdışında bir şantiyede çalışma hayalim vardı. Ceyhan’dan Katar’a gelen çok arkadaşımız oldu. “İyi ki gelmişim” diyorum. Kaynakçılığa başlarken bu işe bu kadar sevdalı olacağımı bilmiyordum, çok seviyorum kaynakçılığı.
“Malzeme çeşitliliğinin çok fazla olduğu bir proje bu.”
Malzeme çeşitliliğinin çok fazla olduğu bir proje bu; paslanmaz, inkonel, karbon çelik, LTCS, alaşımlı, içi kaplamalı karbon çelik borular var. Görevimiz bunları kaynak yöntemiyle birleştirmek. Burada çok fazla hammadde çeşitliliği olduğu için kaynak mühendisinin en temel görevi kaynak sarf malzemesinin ambarını sıkı takip etmesi. Malzemelerin belirli nem ve sıcaklık oranında tutulması gerekiyor ve ambarlar da buna göre dizayn ediliyor. Malzemenin bitmeden yenisinin siparişinin verilmesi, lojistik sürecinin hesaplanması… Hepsi bizim kontrolümüzde ilerliyor.
“Bence iyi bir yöneticiliğin ilk koşulu iyi bir insan olmak.”
Daha başka görevim ise kaynakçıların dağılımı. Bana bağlı bir ekip var. Ekibimde şu an 6 süpervizör ve yaklaşık 22 ekip başı arkadaşım bulunuyor. Buradaki herkes ailesinden, evinden uzak, ekmeğini kazanmak için buraya gelmiş. Bence iyi bir yöneticiliğin ilk koşulu iyi bir insan olmak. Davranışlarınız fevri olmadığında, nerede konuşup nerede susmanız gerektiğini bildiğinizde, ekibinizle iletişiminiz daha güçlü oluyor.
Bu projenin bana katkısı çok büyük. Öncelikle sabit bir işyerine göre her şey çok hareketli ve benim için çok daha keyifli. Müşteriyle her an beraberiz, her adımımız kontrol ediliyor. Her adımınızın hesabını vermek zorundasınız, bu da sizi geliştiriyor. Her şey proaktif. Yaşım genç olduğu için bu işin kariyer gelişimime katkıda bulunduğunu düşünüyorum.
Ara ara arkadaşlarımızla Doha’ya gidiyoruz, alışveriş yapıyoruz, deniz kenarında kahve içiyoruz. Kampın içinde de birçok etkinlik imkânımız var. Spor salonu, bilardo salonu, masa tenisi salonu, hokey takımları… Birlikte zaman geçirebileceğimiz birçok sosyal alan mevcut.
“Çalıştığım diğer bölgelere kıyasla en zorlusu Katar.”
ELNUR HASANOV
Çelik Mühendisi
35 yaşındayım. Evliyim, beş ve sekiz yaşında iki oğlum var. Ailem Azerbaycan’da yaşıyor. 12 yıldır çelik mühendisi, montajcısı ve tasarımcısı olarak çalışıyorum. Daha önce Tekfen’in Azerbaycan Şahdeniz Projesi’nde dört yıl kadar, ACE Platformu’nda da üç yıla yakın görev yapmıştım. Şimdi de Katar’dayım. İki ay kadar oldu başlayalı, uçaktan indiğim anı hatırlıyorum. Sıcak demişlerdi ama bu kadarını tahmin etmemiştim. Gece dışarı çıkıyordum, nemden nefes alamıyordum. Dolabımı her gün temizliyorum çünkü nemden küfleniyor. Sıcaklar iyi bir şeye sebep oldu, sigarayı bıraktım, çünkü sigara bile içilmiyor. Odamızda 10 tane kıyafetimiz bulunuyor, sık sık değiştirmezsek hasta oluyoruz. Akşam kampa dönünce kıyafetlerimizi veriyoruz ve her gün yıkanıp bize teslim ediliyor. Sahaya çıktığımızda mutlaka su mataramız yanımızda olmalı, yoksa sahaya almıyorlar. Sahanın her yerinde suları yenilememiz için su bidonlarımız oluyor.
“İşimizden önce insan hayatı gelir.”
İşimizden önce insan hayatı gelir. Biz bu bilinçle hareket ediyoruz. Süpervizörler olarak iş güvenliği kaidelerini çalışanlara anlatıyoruz. Katar’da saha çalışması anlamında kısa sürede çok şey öğrendim çünkü çok kapsamlı süreçleri yönettim. Çelik bölümünde sahada 300 civarında çalışan arkadaşımız var. Şu an üç çelik mühendisiyiz. Hepimizin sorumlu olduğu alanlar var, ben “fresh water” kısmından sorumluyum. İşin koordinasyonu, zaman planlarının yapılması, montajların gerçekleştirilmesi gibi çalışmalarla ilgileniyorum. Hangi alanın montajı yapılacaksa onun çizimlerini gerçekleştiriyorum.
“Bir gece gökyüzünde yıldız gördüm ve sevindim, çünkü nemden günlerce yıldız görememiştim!”
Tekfen bizim koşullarımızı iyileştirmek için her şeyi yapıyor ama burada çalışmak gerçekten hiçbir şeye benzemiyor; tahmin edemeyeceğiniz kadar zor. Çalıştığım diğer bölgelere kıyasla en zorlusu Katar diyebilirim. Hava koşullarıyla her an mücadele etmeniz gerekiyor. Bir gece gökyüzünde yıldız gördüm ve sevindim, çünkü nemden günlerce yıldız görememiştim. Uçakta iniş yaparken şehir nemden görünmüyordu. İklim çok kolay hasta yapıyor. Orta kulak iltihaplanmasından 20 gün kadar kulaklarım duymadı. Sonradan öğrendim ki tozdan dolayı 10 kişiden 5’i aynı hastalığa yakalanıyormuş. Güneşten korunmak için maske kullanıyoruz ama bu sefer de nefes almakta zorlanıyoruz. Bazen bekliyoruz, nem düşmeyince klimalı otobüslere gidiyoruz. Nem düşünceye kadar çıkartmıyorlar. Ama bir süre sonra alışıyorsun tabii.
“Birçok ülkeden arkadaşımızla birlikte çalışıyoruz ve bir aile gibiyiz.”
TURGUT TERUT
İnşaat Süpervizörü
Tekfen’de 10. yılım. Daha önceden Kazakistan Kaşagan Projesi’nde ve sonrasında Irak’ta çalıştım. 10 aydır da NFE Projesi için Katar’da görev yapıyorum. Daha önceleri formendim, İnşaat Süpervizörlüğü görevini ilk kez burada üstlendim. Başka firmalarda da çalıştım ama Tekfen benim ailem gibidir.
Takımımda kalıp, beton ve demir ekipleri bulunuyor. Ekiplerin çalışma düzenlerini yönetmekten sorumluyum. Sabah 05.00 gibi kalkıp kahvaltımızı yapıp otobüslerle sahaya geliyoruz, 06.00’da işe başlıyoruz. Öncelikle haftalık işbaşı (toolbox) konuşmalarımız oluyor. Bunun yanı sıra her gün kendi ekiplerimle yaptığımız toplantılar var. Bu toplantılarda o günkü çalışma planımız, hedeflerimiz ve güvenlik önlemleri üzerinde duruyoruz. Sonrasında ise iş dağılımı yapılıyor ve iş başlıyor. Ekibimde 120 arkadaşım görev yapıyor. Türkiye’den, Hindistan’dan, Pakistan’dan, Bangladeş’ten… Birçok ülkeden arkadaşımızla birlikte çalışıyoruz ve bir aile gibiyiz. En küçük sorunlarında bile bana gelir, sorunlarını aktarırlar. Ben de problemi o anda çözmeye çalışıyorum, çözemezsem de amirlerime iletiyorum.
“Hepimiz projeyi kaliteden ödün vermeden, kazasız ve vaktinde yetiştirmek için çabalıyoruz.”
Bu projede devasa bir sahada binlerce kişi çalışıyoruz. Yeni insanlar tanıyorsunuz, arkadaşlarınız oluyor. Samimi bir iş ortamımız ve güzel arkadaşlıklarımız var. Katar çok sıcak bir ülke. Bu koşullara ayak uydurabilmek için prosedürlerden şaşmamanız gerekiyor. Ben sürekli gurbetçi olarak yurtdışında çalıştığım için farklı koşullara alışığım. Daha önce de Katar’da görev yapmıştım.
Ailem Manisa’da. Mesai bitiminde odalarımıza gittiğimiz zaman ailelerimizle görüntülü olarak görüşebiliyoruz. İnternet gayet iyi. Hepimiz projeyi kaliteden ödün vermeden, kazasız ve vaktinde yetiştirmek için çabalıyoruz. Bunu başaracağımıza inanıyorum.
“Zorluklar karşısında yılmadık. Yere sağlam bastık, işimize sahip çıktık!”
KASIM UĞUR
Kaynak Süpervizörü
1988 yılından beri Tekfenliyim. Tekfen’in üç kurucusu ile tanışma ve birlikte çalışma gururunu yaşamış biriyim. Ceyhan Kaynak Atölyesi’nde 398 kaynakçı yetiştirdim. Bu anlamda Tekfen’e katkıda bulunabildiğim için mutluyum. Şirketimizin devamlılığı için eleman yetiştirmek oldukça önemli. Ceyhan ekibi olarak bu projenin tüm spool imalatını biz gerçekleştiriyoruz. Projenin başında buraya Ceyhan’dan 12 kişilik ekip olarak geldik. Kaynak grubu olarak 2022 Ağustos ayında sahaya adım attık, o zaman daha ortada hiçbir şey yoktu.
Ben aynı zamanda kaynak müfettişiyim. Kaynakçıları belirli testlerden geçirip sonrasında bu arkadaşlarımızı sertifikalandırıyoruz. Sertifika belgelerini Katar Gaz’a sunuyoruz, kabul görürse kaynak yapma hakkını kazanmış oluyorlar. Bu sürecin uzaması iş kaybı demek tabii.
“Malzeme öyle bir ısınıyor ki elleyemiyorsun!”
Benim işim sadece hatasız kaynak yaptırmakla sınırlı değil, kaynakçılarımızı motive etmek, onların dertleriyle ilgilenmek de görevimin bir parçası. Biz burada keyifle çalışırız. İşimizi bitirir, sonra bir güzel çiğ köftemizi yapar, birlikte muhabbetle soframıza otururuz. 60 kişilik ekibim var, her biri bir sorunla gelse, günde 60 sorun çözmeye çalıştığım oluyor.
Tekfen’de spool imalatını ilk yapan Ceyhan Çelik Fabrikası’dır. Şahdeniz Projesi için İngilizlere, Brezilyalı Petrobras’a platformlar yaptık. Biz bu konuda çok deneyimliyiz. Bu konudaki başarılarımızda yardımlaşma kültürümüzün önemi büyük.
Daha önce Arabistan’da da çalıştım. Buranın şartları çok farklı, öncelikle çalışan bir tesisin içindeyiz. Hava koşulları da çalışmalarımızı ağırlaştırıyor. Siyah bayrak çekilince çalışmalarımız duruyor mecburen. Çalışanların sağlığına çok dikkat ediyoruz. Malzeme öyle bir ısınıyor ki elleyemiyorsun. Kaynak yaptığımız alanı çadırla kaplıyoruz, çünkü içeri hava girerse kaynakta gözenekler oluşur. Kaynakçıların yanına soğutucular koyup serinletmeye çalışıyoruz.
“İnsanın doğası böyle, yaşadığın koşullara uyum sağlamasını öğreniyorsun.”
Haftalık İSG toplantımız olur. Daha konuları çalışanlara aktarırken beş dakikada cımcılık olursun. Hava 12.00-15.00 arası en yüksek dereceye ulaşıyor. Sonrasında rahatlıyor ve çalışma performansı artmaya başlıyor. Suudi Arabistan’da, Kazakistan’da da çalıştım ama burada hem sıcak hem nem olması nedeniyle çalışma koşulları daha ağır.
Rusya’da yaşasak karla, donla mücadeleyi öğrenecektik. İnsanın doğası böyle, yaşadığın koşullara uyum sağlamasını öğreniyorsun. Ne yapıyoruz? Çok sık tulum, tişört değiştiriyoruz. Şu an gidelim, bizim fabrikamız buz gibidir, 25 derecenin altında. Devasa soğutucularımız var, Ras Laffan’daki en iyi fabrikayız. Tabii sahada durum farklı ama oradaki iş süreçlerini de ona göre ayarlıyoruz. Çünkü makine o kadar sıcakta çalışsa ne olur, su kaynatır! Biz bunların hepsini analiz ediyoruz. Ona uygun bir iş dağılımı ve planlama yapıyoruz.
Projenin yarı aşamasına geldik. Çetin günlerden geçtik. Katarlılar bizim imalatımızdan, kalitemizden çok memnunlar. Bu da bizi gururlandırıyor. Tekfenli olduğum için söylemiyorum, objektif bir yorum bu. Sadece müşteriler değil, çalışanlarımız da memnun. Bu ikisini yakalamak bir şirket için kolay bir şey değildir. Hava şartları, bazı malzemelerin geç ulaşması… Farklı konularda zorluklar yaşadık ama bugünlere gelebildik elbirliğiyle. Zorluklar karşısında yılmadık. Yere sağlam bastık, işimize sahip çıktık. Ben şirketimi yaşatacağım ki şirketim de beni yaşatsın.
“Bu ailenin bir üyesi olduğum için mutluyum.”
Çok şükür kurumsal bir firmayız. Tekfen, alın terimizin karşılığını her zaman verir. Yöneticilerimiz, “Aramıza yeni elemanlar katılacak, daha mobilize olacağız” dedi ve hemen ardından ek koğuşlar, yemekhaneler yapıldı. İnsanların ihtiyaç duyacakları malzemeler karşılandı. Kısa sürede mobilize olabiliyoruz.
Burada kışlar da çetin geçiyor. Sel oluyor, çünkü suyun gidecek yeri yok. Toprak kireç gibi, suyu emmiyor. Mecburen vidanjörler gelip suyu çekiyor. Koşullar sertleşince hemen ekiplere ikinci bir talimata kadar koğuşlardan çıkmamalarını, yemeklerini yiyip istirahat etmelerini söylüyoruz. Tekfen için önce çalışanların sağlığı ve güvenliği geliyor. Bunları sağlayınca, sonrasında işimizi layığıyla yapmak geliyor. Hepimiz sağlık taramasından geçiyoruz.
Tekfen büyük bir firmadır. Allah’ın izniyle bu projeyi de en iyi şekilde bitireceğiz. Tekfen köklü bir şirket ve kurucularımızın oluşturduğu kültürle hep var olacak. Tekfen, inşaat işinin kompetanıdır. Bu ailenin bir üyesi olduğum için mutluyum.
“Bizim için önce insan geliyor, işi tabii ki bitiririz!”
CENK YEKLİTAŞ
Kıdemli Boru Süpervizörü
Yedi aydır Katar’dayım, bu projeyle birlikte Tekfenli oldum. Tekfen, Türkiye’nin alanında en iyi firmalarından biri ve burada çalışmayı istiyordum. Katar’da birlikte çalışmak nasip oldu. Yıllardır sahip olduğum birikimle bu projeye katkı sağlamak için buradayım. Boru montajı ve bu aşamalarda sahanın içindeki ekiplerin yerlerini belirlemekten sorumluyum.
Tekfen olarak projede bize bağlı bölgeler var. Bu bölgelerde kısımlar halinde ayrılmış boru hatları bulunuyor. West Interco, South Interco, Intel 1, South Water ve Kompresör Bölgesi boru hatlarının bütün sorumluluğu bende. 70 kişilik ekibimle, sorumlu olduğumuz boru hattında görev yapıyoruz. Bunun yanı sıra vinçlerimizi, kaynakçılarımızı, borucularımızı, ekiplerimizi ve el aletlerimizi nasıl daha verimli kullanabiliriz konusunda da devreye girerek sürece destek oluyorum. Örneğin, bir vinci bir yerden başka bir yere taşımak bazen bir günümüzü alabiliyor. Bu anlamda üç-dört bölgenin kontrolünü ben üstleniyorum. Bu sürecin tamamında diğer ekiplerle iletişim halindeyiz. Birlikte değerlendirme yaparak işi sonuçlandırıyoruz.
“Gündüzleri hissedilen sıcaklık 70 dereceye yaklaştığı için işlerimizi geceleri yaptık.”
Ekibimde Türkiye, Azerbaycan ve Hindistan’dan çalışma arkadaşlarım var. Gayet iyi anlaşıyoruz. Ben daha önce Irak, Azerbaycan, Ukrayna gibi ülkelerde de çalıştığım için uluslararası bir ekibi yönetme tecrübesine sahibim. Bu yüzden herhangi bir sorun yaşamıyoruz. Böylesine büyük ve hızlı aksiyonların alındığı bir projede olduğum için mutluyum. Umarım layıkıyla bu projeyi tamamlayacağız.
Projemizin coğrafi olarak zorlukları var. Yazın gündüzleri hissedilen sıcaklık neredeyse 70 dereceye yaklaştığı için işlerimizi geceleri yaptık. Geceleri de bazen 58 derece oluyordu, az değil tabii. Ekiplerimizi dinlendirdiğimiz soğutma kabinlerimiz, otobüslerimiz var. Havanın sıcaklığına ve nem oranına göre bir düzen sağladık. Ekibime her sabah anlatıyorum; bizim için önce insan geliyor, hiçbirinizin burnu bile kanamamalı. İşi tabii ki bitiririz.
“Diğer şantiyelerden çok farklı şartlar altında bir çalışma yürütüyoruz.”
CANER ESKİDENİZ
Çelik Montaj Formeni
Katar’da 22 aydır çalışıyorum. Ondan önce İzmir’de Star Rafinerisi’nde ve İzmit’te Tüpraş’ta çalıştım. O projelerde de aynı işi yaptım. Buradaki görevimde mühendislerden projeler geliyor, bu projeler sahada ilk olarak bana ulaşıyor. Ben de ekibimle paylaşıyorum, değerlendirmenin ardından bir plan yapıp çalışmaya başlıyoruz. Katar NFE Projesi’nde çok şey öğrendim. Çok büyük bir proje ve karşılaştığınız sıkıntılar da size deneyim kazandırıyor. Diğer şantiyelerden oldukça farklı şartlar altında bir çalışma yürütüyoruz. Değişik milletlerden insanlar var ve bu da iletişimde esnek olmanızı gerektiriyor. İngilizce bilmem benim için avantaj oldu. Az çok Arapça da biliyorum. Şu an ekibimde 27 kişi var. 33 yaşındayım ve ekibim gençlerden oluşuyor. Şimdiye kadar gayet iyi bir iletişimimiz oldu. İşle ilgili çeşitli sorunlar tabii ki oluyor ama birlikte çözüyoruz. İlk başta biraz daha fazla sıkıntılar yaşadık ama şimdi düzeni oturttuğumuzu düşünüyorum.
“Yoğun çalışmak bana kendimi iyi hissettiriyor.”
Ben dört ay önce annemi kaybettim. Kendimi ne kadar işe verirsem üzüntümü o kadar unutabiliyorum. O yüzden yoğun çalışmak bana kendimi iyi hissettiriyor. Ben ilk şantiyem için “son şantiyem” diyordum. Ama artık farklı düşünüyorum, mesleği öğrendikçe işinizi yapmak o kadar kolaylaşıyor. Katar’da İngilizcemi geliştirdim, büyük bir ekibi yönetme konusunda uzmanlaştım, çok güzel arkadaşlar edindim.
“İşin en zorlusunu gördüm, bundan sonra ne yapsam başarırım gibi hissediyorum.”
BURAK GÜN
Ekipman Formeni
Zonguldak Ereğliliyim. 15 aydır bu projede görev yapıyorum. İnternal işlerinden sorumluyum. Paslanmaz sacların döşenmesi görevini üstleniyoruz. 13 kişilik bir ekibimiz var. Tekfen’de ilk projem bu. Azerbaycan, Dubai, Umman gibi ülkelerde beş yıllık bir yurtdışı deneyimine sahibim. Önceki projelerime kıyasla, hava koşullarından dolayı daha yoğun emek isteyen bir iş. Ama Tekfen bize her konuda kolaylık sağlıyor. Bayrak uygulamasının olmadığı yerlerde de çalıştım, sıcağa rağmen işimize devam ettirirlerdi. Oysa Tekfen, çalışma koşullarını bizim için en iyi şekilde ayarlamaya çalışıyor.
“Gece vardiyaları benim açımdan daha iyi, en azından güneş yakmıyor.”
İşimden memnunum. Güvenliğimizi sağlayacak her türlü önlemi alıyorlar, sağ olsunlar. Kampta kalıyoruz. Sabahları önce toplantımız oluyor. Daha sonra sahaya çıkıyoruz. Sahada kendi elemanlarımızla planlama yapıyoruz. Sonrasında bizim için koşturmaca başlıyor. Gece vardiyaları benim açımdan daha iyi, en azından güneş yakmıyor. Alışana kadar uyku sorunu yaşıyorsunuz ama sonrasında düzeliyor.
Tekfen’nin Katar NFE Projesi’nde çalışmak benim için özel bir tecrübe oldu. İşin en zorlusunu gördüm, bundan sonra ne yapsam başarırım gibi hissediyorum. Kışın mücadelesi de ayrı, sel basıyor. Uzun çizmelerle dolaşıyoruz. Umman ve Dubai ne bu kadar sıcak, ne de bu kadar soğuktu. İki yönlü bir mücadele veriyoruz burada. En sıcak havalarda bile çok iyi iş çıkardığımızı düşünüyorum. Son bir yıldır epey hızlandık. Önümüzdeki Mayıs-Haziran aylarına kadar konstrüksiyon olarak pek iş bırakmayacağımız kanaatindeyim.
“Gündüzleri rahat uyuyalım diye camlarımıza siyah film çekildi.”
KENAN DEMİRTAŞ
Kalıpçı Ekip Başı
41 yaşındayım. Daha önceden Tekfen’in Irak Projesi’ndeydim, Basra’da. 15 ay orada görev yaptıktan sonra Katar’a geldim, 10 aydır da Katar’dayım. Irak da sıcaktı ama Katar’daki gibi nem yoktu. Burada üstümüz başımız hemen ıslanıyor terden. Katar’da iş anlamında hiç yabancılık çekmedim, yapacağım işi biliyordum. Ayrıca burada İngilizce öğrendim, Irak’tayken bilmiyordum.
Yönetimimiz bizlerin sağlığına çok dikkat ediyor. Kaza olmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. “Yavaş ama güven içinde çalış” diyorlar. Çok sıcaksa bizi kampa gönderiyorlar, o gün çalıştırmıyorlar. Ekibimde altı kişi var. İşin durumuna göre bu sayı değişebiliyor. Çok yoğun olduğumuzda bazı gruplardan destek alıp iki-üç ekip birleşebiliyoruz. Ben ekibimi ikiye bölüyorum, bir grup dinlenirken diğeri çalışıyor. Böylelikle sahada üretim sürekli oluyor ve verim artıyor.
“Şu an en verimli aylardayız, çalışma hızımızı artırdık.”
Yazları gece çalışıyoruz. O zaman da gündüz tam uyuyamıyorsun tabii, alışık olmadığımızdan. Gündüz uykusuyla gece uykusu bir değil. Yönetim rahat uyuyalım diye siyah filmler çektirdi camlarımıza. Temizlik işlerini ve çamaşırhaneyi durdurdu sessiz bir ortam yaratmak için. Üç ay bu şekilde devam ettik. Kışın ise sabahları keskin bir soğuk oluyor, rüzgâr işimizi engelliyor. Vinç operasyonlarını yapamıyoruz, yüksekte çalışma da duruyor. Şu an bizim için en verimli aylar, üretimimiz artıyor.
Burada kamp hayatımız oldukça güzel. Otobüslerimiz var, istediğimiz zaman şehre gidebiliyoruz, markete, AVM’ye… Yaşam koşullarımız iyi, iş koşullarımız güvenli, üç öğün yemeğimiz veriliyor, maaşlarımız zamanında ödeniyor. Hayatımdan memnunum.
“Burada bizimle anne babamız gibi ilgileniyorlar.”
NOVRUZ ARAZDUROLYIEW
Çelik Montaj Ekip Başı
Türkmenistanlıyım, 23 yaşındayım. Boruların geçtiği yerlerdeki çelikleri dizayn ediyoruz. Daha önce de büyük firmalarda çalışmıştım ama Tekfen’in iyi bir şirket olduğunu hep duyuyordum. Tekfen’de çalışan arkadaşlarım hep anlatıyordu. Tekfen’in Türkmenistan’da da projesi vardı ama o dönem başka bir yerde çalıştığım için dahil olamamıştım. Kısmet Katar’da çalışmaya başlamakmış.
Buranın hava şartları bizi zorluyor ama zamanla alışıyor insan. Yönetimimiz bu sıcakta nasıl çalışılabileceği ile ilgili her türlü önlemi alıyor zaten. Ekibimle yakın bir ilişkim var. Yaşım genç olmasına rağmen iyi iletişim kurduğumu düşünüyorum. İşle ilgili herhangi bir problemimiz olursa formenlerime danışıyorum ve hemen yardımcı oluyorlar. Buraya başlayalı altı ay oldu ve hiç önemli bir problem yaşamadık çok şükür. Tekfen ile bir aile gibi olduk. Projeyi en iyi şekilde bitirmek için hep birlikte çabalıyoruz.
“Tekfen’de çalışmaya devam etmeyi ve işimde yükselmeyi hedefliyorum.”
Geleceğe dair yüksek hedeflerim var, Tekfen’de çalışmaya devam etmeyi ve işimde yükselmeyi hedefliyorum. Ailem de bir Türk firmasıyla çalıştığım için mutlu. Tekfen İSG’ye çok önem veriyor ve ben de bunu en iyi şekilde ekibime aktarmaya çalışıyorum. Üst yönetimden haftanın üçüncü gününde iş güvenliğiyle ilgili bize direktifler gelir, süpervizörlerimiz de her gün bu konuda bilgi verir. Bu kuralları takip ettiğin takdirde hiçbir problem yaşanmaz zaten. Tekfen’den çok memnunum. Annen baban gibi seninle ilgileniyorlar ve kendini değerli hissediyorsun. Biz de tabii ki bunun karşılığını vermeye çalışıyoruz. Umarım gelecekte de böyle projelerde çalışmak nasip olur.
“Tekfen kaynakçı yetiştirme konusunda uzmandır, bu işin en iyisidir.”
EMİRHAN KAYI
Boru Kaynakçısı
10 yıldır Tekfen ailesinin bir üyesiyim. Şimdiye dek Fas Muhammediye şantiyesi, Tüpraş İzmit Rafinerisi RUP Projesi, Azerbaycan Şahdeniz 2 Platform Projesi ve Katar NFE Projesi olmak üzere Tekfen’in dört projesinde görev aldım. Adana’da yaşadığım için şantiyelerde görevli olmadığım zamanlarda Ceyhan Çelik Fabrikası’nda çalışıyorum. Tekfen’in ilk kaynakçılarından biriyim. Tekfen 2007 yılında kaynakçılık kursu açmıştı, bu kursta eğitim aldım ilk olarak. Zaten Tekfen kaynakçı yetiştirme konusunda uzmandır, bu işin en iyisidir. O zaman 19 yaşındaydım, ilk olarak Fas’a gittim, 38 ay kaldım. Eşim Faslı, bir oğlum var. Tekfen benim hayatımın vazgeçilmez bir parçası.
“Katar çok güzel ve güvenli bir ülke. İnsanları iyi ve Türkleri çok seviyorlar.”
Kaynakçı ekibi olarak yaklaşık 20 kişiyiz. Atölyede çalıştığımız için sahadaki arkadaşlara nazaran rahatız. Atölyede devasa klimalarımız var. Katar biraz Adana’ya benzese de daha sıcak. Tek zorluğumuz sıcak ve nem. Adanalı olduğum için dayanıklıyım, alışkınım. Katar çok güzel ve güvenli bir ülke. İnsanları iyi ve Türkleri çok seviyorlar. Tüm medeniyetlerden insanlar var herkes birbirine saygı içinde yaklaşıyor. Kışları çok güzel Katar’da.
Tekfen her türlü sağlık önlemini alarak bize destek veriyor. Çalışma ve dinlenme sürelerimizi en iyi şekilde ayarlıyor. Yaz boyu gece vardiyasında çalıştık mecburen. Sıcak ve nem bizi çok etkiliyor haliyle, o nedenle 15.00-03.00 arası çalıştık. Tekfen’de üç temel şey hiç aksamaz: kamp, yemek, maaş. Üçü de çalışanı memnun eder. Yemeklerle ilgili memnuniyetsizlikler olunca hemen yemek şirketini değiştirdiler, sağ olsunlar. İki senedir buradayım. Tekfen her sorunumuza çare buldu çok şükür.
“Tekfen’in çalışma şartları çok yahşidir.”
ELNUR ALİYEV
Borucu Ekipbaşı
29 yaşındayım. Özüm Azerbaycanlıdır. Altı aydır Katar NFE Projesi’nde çalışıyorum. Tekfen’deki ilk işim bu. Önce şeflerim geldi, sağ olsunlar beni de çağırdılar, ben de başladım. Evet, çok yüksek sıcaklıkta çalışıyoruz ama Tekfen’in güvenlik kurallarının hepsi öz yerinde. Kamp şartları da çok iyi. Türkmenistan’da, Türkiye’de, Azerbaycan’da farklı şirketlerde çalıştım ama kıyaslama yaptığımda Tekfen’in çalışma şartları çok yahşidir. Tamam çok sıcak var ama vaktinde güzel istirahatin var. Özünü yormuyorsun. Bayraklara göre 20 ya da 10 dakika işliyorsun ardından 10 dakika istirahat ediyorsun. Bir de özünün bilmediği işleri görmüyorsun. Senin işin boruysa onunla ilgili işler yapıyorsun. Tekfen’den razıyım.
“Sıcak mı evet sıcak, ama biz buradaysak bu işi bitireceğiz.”
Mesela benim bugünkü işim boruyu kaldırıp montaja hazır hale getirmek. Her ekibin iş güvenliği standardı var. Bunlara uyuyoruz. Sıcak mı evet sıcak, ama biz buradaysak bu işi bitireceğiz. Gece biraz daha rahattı ama benim için gece de gündüz de rahat. Çalışacağız ve projeyi hakkıyla tamamlayacağız. Bu şartları biliyoruz. Hepimiz birbirimizin hakkını yemeden işliyoruz. Birimiz boru kesiyoruz, birimiz kaldırıyoruz, hepimiz öz işimizi biliyoruz.
Bu kadar büyük projede ilk defa çalışıyorum. Burası benim için yahşidir. Kavga gürültü olmadan çalışıyoruz. Hakkımız yenmiyor. Yönetimimiz çok iyi, iş sağlığı güvenliğine çok dikkat ediyorlar. Şeflerimiz sabah bize işlerimizi izah ediyor, sonra kontrol ediyorlar. Şeflerimiz, “Ben şefim, sahada ne işim var!” demez, onlar da bizimle sahadadır. İşle ilgili bilmediğim bir şey olursa şeflerim hemen yardım ediyorlar. Şeflerin sana karşı yahşi olmasa o şantiyede çalışamazsın. Meslektaşlarımla da dayanışma halindeyiz, işi nasıl daha iyi yapacağımızı hep konuşuyoruz.
“Tekfen adı, mümkün olmayan birçok şeyi mümkün kılıyor.”
MEHMET DOĞAN
İnsan Kaynakları Şefi
1985 yılında Isparta’da doğdum. Dokuz Eylül Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. 2017 yılında Tekfenli oldum. İlk çalışmam, Eskişehir TANAP Projesi’ydi, sonrasında o projenin devamı olan İpsala Projesi’nde görev aldım. Ardından Toros’a geçtim, Konya Meram’daki organik gübre biyogaz tesislerinde çalışırken 2023 yılında bu proje için teklif aldım ve şimdi Katar’dayım. Katar, çok çeşitli kültürlerin olduğu bir ülke. Oldukça güvenli, kapı bile kilitlemiyorsunuz.
“Görev yaptığımız sahada 40’ın üzerinde şirketten yaklaşık 55 bin kişi çalışıyor.”
Ben geldiğimde kamp sıkıntımız vardı, çalışanlar farklı yerlerde ikamet ediyordu. Vize nedeniyle gerekli sayıda personel getiremediğimiz için proje sıkışmıştı. Şu an ise 30 ülkeden yaklaşık 6.500 çalışma arkadaşımızla birlikte proje için ter döküyoruz. Bu çok ciddi bir rakam. TANAP projemiz de büyüktü ama en yoğun zamanlarımızda bile bu sayılara gelmemiştik. Tüm çalışanlar için tamamlanması gereken bürokratik süreçler de düşünüldüğünde projenin büyüklüğü bir kez daha anlaşılıyor. Görev yaptığımız sahada 40’ın üzerinde şirketten yaklaşık 55 bin kişi çalışıyor. Tekfen’in de dahil olduğu üç ana yüklenici müteahhit firma bulunuyor.
Burası Katar’da endüstriyel bir bölge. Bölgenin güvenlik güçleri bile farklı. Kuruluş zamanında bazı zorluklar yaşandı ama kampımızın fiziki koşullarını gayet iyi bir seviyeye taşıdık. Bu kadar çok insanı aynı zamanda memnun edebilmeniz zor ama şu an için önemli bir sorunumuz bulunmuyor. Kampımızda “smiling dashboard” (gülen ve üzgün yüz sembolleriyle işin niteliğini notlayan gösterge paneli) uygulaması var. Ana işverenimiz yemekhanemizi, konaklama alanlarımızı, tesislerimizdeki işleyişi ve fiziki koşulları sürekli kontrol ediyor. Biz neredeyse tüm maddelerden gülücük alıyoruz.
“Son dönemde mühendis kadromuza iki kadın mühendis arkadaşımız katıldı.”
Katar, coğrafi koşulları nedeniyle zorlu bir proje. Özellikle bizim gibi daha kuzey ülkelerinden gelenler için bu süreç daha sıkıntılı. İş yapmak için hareket etmeniz lazım, etmeseniz bile durduğunuz yerde terliyorsunuz. Devamlı su içmek zorundasınız. Yazın sahadaki sularımıza buz ve iyot ekleniyor.
Katar’daki iş kanununa göre çalışanların kalacağı odanın hacmi bile belli, uluslararası standartlara uygun bir iş kanunu var ve Tekfen bunu karşılıyor. Projede Türk Cumhuriyetleri’nden 500’ün üzerinde çalışanımız var şu an, bu da bize güç katıyor. Tekfen adı, mümkün olmayan birçok şeyi mümkün kılıyor. Projede iyi bir noktada olduğumuzu düşünüyorum. Son dönemde mühendis kadromuza iki kadın mühendis arkadaşımız katıldı. Buradaki şirketlerde kolay kolay bir kadın yönetici göremezsiniz, bu da Tekfen farkı!
“Projeyi bugünlere getirmek kolay değildi ama hep birlikte iyi bir noktaya taşıdığımızı düşünüyorum.”
Burası endüstriyel bir bölge olduğundan sahaya girmek bile kolay değil. İK ekibi olarak toplamda 20 kişi bu projeyi birlikte ilerletmeye çalışıyoruz. Bölgeye giriş için Gate Pass ve kişiye özel Flex kartları var. Ayrıca tüm çalışanların sağlık kartları var. Bu kartların sağlanması yoğun çaba gerektiriyor ve ekibimizin bir bölümü bu süreçleri takip ediyor. Bunun dışında sağlık ve oturum işleri ile resmi kurumlarla ilişkileri yöneten arkadaşlarımız var. Bu kadar kişiden dijital ortamda değil, her gün fiziki imza alıyoruz ve bunları kayıt altında tutuyoruz. Bazı arkadaşlarımız da işe giriş-çıkış, maaş hak edişleri ile ilgileniyor. Çalışanlarla ilgili hemen her konuyla ilgileniyoruz. Projeyi bugünlere getirmek kolay değildi ama hep birlikte iyi bir noktaya taşıdığımızı düşünüyorum.