Tekfen
yeşil enerjiyi odağına aldı
Tekfen Holding, yeni stratejik planı doğrultusunda yenilenebilir enerjiyi Grubun iş kolları arasına alarak önemli bir dönüşüm sürecine girdi. Bu dönüşümde, Tekfen’in sürdürülebilirlik odaklı büyüme ve mevcut deneyimlerini yeni fırsat alanlarında değerlendirme vizyonu önemli rol oynuyor. Yeşil hidrojen ve yeşil amonyak başta olmak üzere, Tekfen’in mevcut faaliyet kolları ile sinerji yaratacak yeni yatırımların planlama çalışmaları hızla devam ediyor.
Tekfen Holding, sürdürülebilirlik vizyonu çerçevesinde, yenilenebilir enerji yatırımlarını Grubun geleceğini şekillendirecek ana unsurlar arasında konumlandırıyor. Grubun önemli bir birikime sahip olduğu mühendislik, taahhüt ve tarımsal sanayi sektörlerinin kesişme alanlarındaki fırsatlar, bu stratejik kararın temel dayanakları olarak öne çıkıyor. Yeşil hidrojen ve yeşil amonyak bu süreçte öncelikli yatırım alanları olarak belirlenirken, bu alanlarda gerçekleştirilecek yatırımlarla Türkiye’de henüz örneği olmayan, yenilenebilir kaynaklardan yeşil gübreye giden yenilikçi bir modele öncülük edilmesi hedefleniyor.
Tekfen Holding, bu stratejik hedefleri doğrultusunda önemli bir adım atarak, mevcut üç faaliyet alanı olan Mühendislik ve Taahhüt, Tarımsal Sanayi ve Yatırım Gruplarının yanına dördüncü bir faaliyet alanı olarak Tekfen Yenilenebilir Enerji şirketini ekledi. Bu yeni oluşumun, Grubun dönüşüm sürecinde lokomotif rolü üstlenmesi ve yenilenebilir enerji yatırımlarında öncü bir rol oynayarak Tekfen’in sürdürülebilir büyüme vizyonunu desteklemesi amaçlanıyor.
Yeni stratejik plan doğrultusunda, Tekfen Holding sadece iş alanlarını çeşitlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda Gruba yeni fırsat alanları sunacak bir platform da oluşturacak. Bu kapsamda iklim krizinin etkilerini azaltma ve operasyonlarını karbonsuzlaştırma çabalarını bir adım daha ileri taşırken, paydaşları için uzun vadeli değer yaratma potansiyelini de güçlendirecek.
Yeşil enerjide işbirlikleri
Tekfen, bu kapsamda önemli işbirlikleri gerçekleştirmeye de hazırlanıyor. Grup, ilk olarak Enerjisa Üretim A.Ş. ile yeşil enerjide işbirliği için niyet mektubu imzaladı. Türkiye’nin önde gelen iki büyük kuruluşunun sahip oldukları uzmanlıkları aynı hedef doğrultusunda kullanmak adına imzalanan niyet mektubuyla Tekfen ve Enerjisa Üretim yüksek kapasiteli, yeşil hidrojen-yeşil amonyak projesinde beraber çalışacak. Bu proje, Tekfen’in mühendislik ve endüstriyel tesis inşaatı alanındaki uzmanlığı ile Enerjisa Üretim’in yenilenebilir enerji konusundaki deneyimini bir araya getirmeyi hedefliyor.
Önemli bir gelecek vadeden Tekfen Yenilenebilir Enerji, alanında profesyonel bir ekibe emanet. Ekip, dünyada yenilenebilir enerji sektöründe neler olduğunu, gündemdeki gelişmeleri ve gelecekte bu alanda oluşabilecek fırsatları yakından takip ediyor. Tekfen Yenilenebilir Enerji Mühendislik Müdürü Cihan Kaçar, bu kapsamda Siemens Energy’nin davetlisi olarak “Customer Experience Days” etkinliğine katıldı. Berlin’deki Siemens Energy tesislerinde gerçekleşen etkinliğin oldukça faydalı ve geleceğe yönelik bir deneyim olduğunu söyleyen Kaçar’a hem bu etkinlikle ilgili gözlemlerini hem de dünyadaki gelişmeler kapsamında Tekfen Yenilenebilir Enerji’nin planlarını sorduk.
Tekfen Yenilenebilir Enerji Mühendislik Müdürü Cihan Kaçar:
“Sektörde yeşil hidrojen dönemi başlıyor”
Tekfen Yenilenebilir Enerji, Tekfen’in yeni stratejik yapılanması doğrultusunda yapılan çalışmalarla sektöre hızlı bir giriş yaptı. Bu çalışmalar içinde, dünyada spesifik olarak sektörle ilgili gelişmelerin takibi de yer alıyor. Bu kapsamda kısa bir süre önce Siemens Energy’nin düzenlediği “Customer Experience Days”e katıldınız. Öncelikle buradaki izlenimleriniz neler oldu?
Global anlamda yeşil dönüşüm ve sürdürebilirlik konusu son dönemde hızını artırarak ciddi bir gündem haline geldi. Konu ile ilgili tüm paydaşlar değişime ayak uydurabilmek için büyük bir çaba sarf ediyorlar. Bu bahsedilen değişimde en önemli pay sahiplerinden biri de hiç şüphesiz teknoloji üreten şirketler. Bu şirketlerden biri olan Almanya sanayi devi Siemens, Siemens Energy çatısı altında yeşil dönüşüm konusunda faaliyetlerini oldukça genişletmiş ve bu konudaki stratejilerini de belirlemiş durumda. Geldikleri noktayı ve yapmak istedikleri planlamaları paylaşmak üzere işbirliği içinde oldukları ve potansiyel iş ortağı olarak gördükleri dünya çapındaki şirketleri “Customer Experience Days” adlı etkinlikte bir araya getirdiler. Etkinlik yeri olarak seçtikleri yer, Berlin şehir merkezinde bulunan türbin fabrikasıydı. Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck ile Siemens Energy CEO’su Christian Bruch’un karşılıklı yaptığı fikir alışverişi ve yeşil dönüşüm hedefleri doğrultusunda ortaya koydukları fikir ve stratejiler dikkat çekiciydi.
Etkinlik boyunca en etkileyici bulduğunuz teknoloji veya sunum hangisiydi?
Yüzyılı aşkın süredir faaliyette olan tarihi fabrikada bu etkinliği yapmak gerçekten güzel ve etkileyici bir karar olmuş. Halihazırda üretilmekte olan yüksek verimli gaz türbinlerinin montaj hattını ve yeni açılan elektroliz üretim tesisini görmek bir mühendis açısından çok güzel bir fırsattı. Yeşil hidrojen üretmek üzere PEM teknolojisi ile geliştirilen elektroliz ünitelerinin üretim kapasitesini yakın gelecekte yıllık 3 GW’a çıkarmayı planlıyorlar. Ayrıca atık ısıdan yararlanma ve enerji verimliliği çatısı altında ısı pompası ve ORC türbin sistemleri, yeşil dönüşümde Siemens’in diğer hedefleri arasında yer alıyor. Kömür santralleri için ise artık buhar türbini üretmediklerinin altını çiziyorlar.
Geleceğin enerji dünyasının trendleri neler olacak? Bu kapsamda bir enerji şirketi ileriye dönük yol haritasında nelere öncelik tanımalı?
Yeşil hidrojenin artık pay sahibi olmaya başlayacağı bir dönem geliyor. Yeşil hidrojenin rafineri ve amonyak tesisleri başta olmak üzere endüstride önemli bir yer sahibi olmaya başlayacağı artık herkes tarafından kabul görmüş vaziyette. Ayrıca, enerji depolama kabiliyetlerinin geliştirilip enerjinin ucuz olduğu dönemde depolanıp pahalı olduğu zamanda kullanımını mümkün kılacak pil teknolojilerinin diğer önemli bir konu haline geleceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Bu çerçevede, sizce Tekfen Yenilenebilir Enerji’nin gelecek yatırımları nasıl şekillendirilmeli?
Değişimi dikkatli bir şekilde takip etmeliyiz. Sınırda karbon vergisinden etkilenmemek üzere yeşil dönüşüm için planlamalarımızı yaparken önemli gelirler elde edebileceğimiz yenilenebilir enerji yatırım fırsatlarını değerlendirmemiz gerekiyor. Türkiye’de yenilenebilir enerji konusunda yatırım tecrübesi kazandıktan sonra öncelikle bildiğimiz coğrafyalarda, sonra da daha farklı ülkelerde yatırımlarımızı artırmamız gerektiğini düşünüyorum. Rüzgâr enerjisi ile güneş enerjisinin bir arada olduğu hibrit tesislerle birlikte enerji depolamalı santrallerin daha yaygın olacağı ve bizim de bu tip tesis yatırımlarını planlarımıza dahil etmemiz gerektiği gayet açık.
“Değişimi dikkatli şekilde takip etmeliyiz. Sınırda karbon vergisinden etkilenmemek üzere yeşil dönüşüm için planlamalarımızı yaparken önemli gelirler elde edebileceğimiz yenilenebilir enerji yatırım fırsatlarını değerlendirmemiz gerekiyor.”