Bir seneyi geride bırakırken...
Çeşitli güçlüklerle dolu ama stratejik hedeflerimiz doğrultusunda önemli mesafeler kat ettiğimiz bir yılı geride bırakmak üzereyiz. Taahhüt sektöründe yaşadığımız güçlükler nedeniyle 2023’te başlattığımız “büyümek için küçülmek” hamlesi, yıl içinde Suudi Arabistan’dan aldığımız iki yeni iş ve yalınlaşma esaslı çalışmalarımız sayesinde yerini “optimal / fit büyüklükle” yola devam ettiğimiz yeni bir döneme bıraktı. Verimlilik yaklaşımını bitmeyen ve asla bitmeyecek bir süreç olarak tanımladığımız bu dönemde pek çok arkadaşımızla vedalaşmak zorunda kaldık ve iş yapış süreçlerimizi tekrar tekrar gözden geçirdik. Bu fedakârlık ve çabaların sonucunda sağladığımız ilerlemeleri ve geldiğimiz noktayı, bizi yeniden ileri taşıyacak bir başlangıç olarak görüyoruz.
T-Bülten’in bu sayısında, ilginizi en çok Katar’da halen yapımına devam ettiğimiz North Field East (NFE) Projesi’nin çekeceğini düşünüyorum. Benim de bir giriş yazısıyla katkıda bulunduğum bu özel söyleşi dizisi, projemizi enine boyuna masaya yatırıyor. Şirketimiz adına beklenmedik bir zarara yol açan bu projeyi neden dergimize taşıdığımızı detaylı olarak giriş yazısında ifade etmeye çalıştım. Özetle, başlangıçta öngörülemeyen çeşitli sebepler ve karşılaşılan aksaklıkların giderilmesine yönelik olarak atılan adımların sonuçsuz kalması nedeniyle uğranan zararların giderilmesi, Grup Şirketler Başkanı görevine geldikten sonra en temel önceliklerimden biri oldu. Aldığımız radikal önlemlerle projeyi yeniden rayına oturtma ve en önemlisi kaybedilen zamanı geri kazanma yönünde önemli bir mesafe kat ettik. İşverenle yapılan görüşmeler de dahil olmak üzere, proje zararını azaltmaya yönelik çaba ve girişimlerimiz yoğun şekilde devam ediyor.
Tekfen’in 68 yıllık tarihinin her döneminde olduğu gibi, hiçbir projeyi yarım bırakmadan ne olursa olsun “işimizin başında” olmak bugün bizler için de temel ilkelerden biri. Orada, zamana karşı büyük bir yarış vererek gerçekten zor koşullar altında çalışan arkadaşlarımızın yaşadıklarını ve deneyimlerini, mikrofonu kendilerine uzatarak tüm Tekfenlilerle paylaşmak istedik. Projede farklı görev ve kademelerde çalışan yaklaşık 20 arkadaşımızla yapılan söyleşiler, “Tekfen” adının uluslararası taahhüt sektöründe sahip olduğu saygınlığın, sonsuz bir adanmışlık ve özveriyle elde edildiğini açıkça gösteriyor. Bu yüzden bu söyleşilerin, okuyan herkeste etkileyici bir iz bırakacağını tahmin ediyorum. Şartların olanca zorluğuna rağmen Tekfen adının gerektirdiği kaliteden ödün vermeden, projeyi zamanında yetiştirmek için Katar’da canla başla çalışan tüm çalışanlarımız, büyük bir saygı ve övgüyü hak ediyor. Kendilerine gösterdikleri özverili çalışma için teşekkür ediyorum.
Yeşil ve yenilenebilir enerji, daha önce de paylaştığımız gibi yeni dönem stratejimizin omurgasını oluşturuyor. Grubumuz, bu konuda her geçen gün yeni gelişmelere sahne oluyor. Yeşil hidrojen ve yeşil amonyak başta olmak üzere, Tekfen’in mevcut faaliyet kolları ile sinerji yaratacak yeni yatırımların planlama çalışmaları hızla devam ediyor. Bu konuda dünyadaki gelişmeleri ve yeni işbirliği fırsatlarını yakından takip ediyoruz. Bizim için büyük bir atılıma öncülük eden bu dönüşüm heyecan verici. Geçtiğimiz ay düzenlenen COP29’u bizzat yerinde takip etmek amacıyla Bakü’deydim. Konferans bazılarına göre beklentilerin gerisinde kalmış olsa da iklim finansmanı konusunda önemli tartışmalar gerçekleşti. Şurası açık ki insanlık olarak, sürdürülebilir bir geleceği inşa etmek çok kolay olmayacak. Ancak kaçınılmaz bir yolda olduğumuz da açık. Tüm dünyada bu yönde bir arayış var, bu da geleceğe daha pozitif bakmak açısından umut veriyor. Konferans sırasında TÜSİAD’ın gerçekleştirdiği “Vizyondan Eyleme: Yeşil Dönüşüme Yön Veren iş Stratejileri” başlıklı panele konuşmacı olarak katılma şansım oldu. Bununla ilgili habere de ilerleyen sayfalardan ulaşabilirsiniz.
Tekfen olarak, kurulduğumuz günden bu yana “Teknoloji” ve “Fen”in izinden ayrılmayan, işini en iyi şekilde yapmayı ve verdiği sözün arkasında durmayı temel prensip olarak kabul eden bir Grubuz. Bu özelliğimizle, Büyük Önder Atatürk’ün “Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir” sözlerini kendimize rehber alıyoruz. Ona ve ilkelerine bağlılığımızı her vesileyle dile getiriyoruz. Atamızın aramızdan ayrılışının 86. yılında, ona minnet ve saygılarımızı sunmak için Anıtkabir’e yaptığımız ziyaret, işte bu açıdan bizim için büyük bir anlam ifade ediyordu. Atamızın kabri önünde yaptığımız saygı duruşu, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da onun izinden ayrılmayacağımıza dair bir taahhüt niteliğinde. Ülkemizi çevreleyen bölgede son dönemde yaşanan gelişmeler ve karışıklıklar bir kez daha gösteriyor ki, birbirimize karşılıklı olarak güvenmemiz, dayanışma içerisinde olmamız ve Atatürk’ün izinden çıkmamamız gerekiyor. Atamızı bir kez daha rahmetle, sevgi ve saygıyla anıyorum.
Yeni yılın ülkemize ve insanlığa iyilikler, güzellikler getirmesini umuyor, tüm büyük Tekfen Ailesi’ne mutlu seneler diliyorum.
Hakan Göral
Tekfen Grup Şirketler Başkanı